Yetim bir baba olarak babalar günü nasıl bir yazı yazacağımı düşünüp, bir taraftan da internette sörf yaparken, daha dün yanımda olan babamın değerini anlamadığımı bir kez daha anlıyordum..
Ve babalar ile ilgili her yazıyı düğümlenen boğazım, nemlenen göz yaşlarım eşliğinde okudukça yazılanların tümünün bizlerin babamızla birlikte olduğu günlerin, o güzelim anların değerini ne kadar hoyratça harcadığımızı bir kez daha anladım..
Çünkü şu an baba da, hatta dede de olsam bir çocuk, bir yetim olarak hep babaya ihtiyaç duyduğumu anlıyordum, yaşadığım onca sorun ve sıkıntıyı aşmaya çalışırken..
Babasızlığın zorluğu ve sıkıntısı içinde ‘keşke şu an, şu sorunu aşmak için başvuracağım babam olsaydı’ dediğim o anlarda yaşadığım hisleri anlatamam..
Babasız kalanların beni daha iyi anlayacağı o anların hiç yaşanmasını istemediğim çocuklarında babasızlığı tadana kadar babanın, ananın değerini iyi bilmeleri ve her adımlarını ona göre atamaları gerektiğini de hatırlatmadan geçemeyeceğim..
Çünkü bugün babasız kalan biri olarak babasız kalmanın zorluklarını anlatmak için ele aldığım bu yazının bile çok zor, bir o kadar da hüzünlü olduğunu bilmelerini iste rim.
Evet, ‘dünya üzerime gelse umurum da değil, nasıl olsa babam var’ diyerek umursamadan geçirdiğimiz o güzelim babalı yıllar bittiğinde ancak anladığımız babasızlığı yaşamadan önce baba ile olan yılları en güzel şekilde yaşamak, onun değerini anlamak, onunla olan her anı en güzel, en saygılı şekilde geçirmek gerek.. Babasız kaldığınızda baba dememek için..