Ardahan-İstanbul-Ankara hattında bulunduğum şu günlerde iyiden iyiye hareketlenen siyaset arenasın da bende bir gazeteci olarak olağanüstü atan siyasetin nabzını tutmaya çalışıyorum..
Adamın kaymakam olup, babasını jandarmalar ile makamına getirdiği ve makamların ömür boyu olduğunu sanıp, daha dün ne olduklarını unutup, sonradan görmelerin çok olduğu bu arenada tertemiz duygularla kurt siyasiler ile yarışanları da görmüyor, izlemiyor, acınacak hallerine gülmüyor değilim..
Benim ilgi alanım olan, yeşilini özlediğim Ardahan’ı mı kurtarmak için yola çıkan onca siyasetçinin beceriksizliği, basiretsizliği ve de utanmazlıklarına da şahit olduğu bu arena da bugünlerde en çok tartışılanların başında gelenin Büyükeliçi’yi aday edip, bir dönemi kapatan CHP’nin Ardahan’da, AKP’nin Türkiye’de kazanıp, kazamayacığı sorusuna da sık sık şahit olup, konuşup, tartışmaktayım.
AKP’nin kurduğu tek başına hükümet hayalinin boş olduğunu, önümüzde ki seçimin sonucunda da koalisyon olacağını izlediğim şu günlerde CHP’nin Ardahan’da aday gösterdiği Büyükelçi ile seçimi değil, Adayı çok ama çok tartıştığını da görmekteyim..