Tüm barış çağrılarına karşın kulaklarını tıkayan her iki tarafın toplumu geren adımları yürek yakan ölümlerle devam ediyor..
Üstünlük savaşı ile kardeşin kardeşi vurduğu, toplumların karşı karşıya geldiği şu günlerde yaşanan inatlaşma daha çok ölüm, daha çok göz yaşına neden olmaya devam ederken, kimileri boş koltuklara konuşup, ülkeyi kurtarmaya, kimi ise siyasetin, siyasetçilerin önünü kesen anlamsız çatışma isteğiyle hakları alacağına inat ederken olan polise, askere, kentlere, şehirlere, köylere ve dağdaki insanlara oluyor..
İnsanlar ölüyor, patlayan bombalarla el ve ayakları parçalanan çocuklar can havliyle bağırıyor, analar yüzlerini yırtıyor, babaların yürekleri dağlanıyor kimin umurunda..
Bir oy almadan bakan olanlar konuşup, 6 milyon oyu alanları suçluyor, %60 bloğu kuracağız diyenler susuyor, savaş teskeresine onay veriyor..
Basın ve medya ölümlerle manşet atıp, biz daha çok öldürdük diyor, toplum ortadan bölünüp, Türk, Kürt diyerek bir birine karşı bilevleniyor..
Saraylar, köşkler savaş kararı alıyor, dağlar, tepeler kan ağlıyor..
Ve; ‘İnat hikayeleri son bulsun’ diye yalvaranlar duyulmuyor, görülmüyor..