Yazıma başlamadan önce duygularımın, selvilerimin ne olduğunu ve nasıl not edip, frenleyip, sonraya ertelediğimi sormayın.
Çünkü yaşadıkları Aşk adına girdikleri yarışta yenilip, tehdit, şantaj ve para cezaları alanların nasıl ve kimler olduğunu yazacak vaktim ve zamanım yok..
Ama zaman zaman özel hayatımı da sizlerle paylaştığım yazılarım olan 'Cumartesi Yazıları' gibi onları da arşivleyip, hatta öteliyor, geriye itiyorum 'dur' diyerekten.
Çünkü birilerinin bu süreçte ve yaşamım boyunca bana oynadıkları oyunlardan sonra Allah'ından bulduklarına şahit olmuş ve gerek haber, gerekse yorum olarak 30 yıldan fazladır yazdığımı bende okurum gibi bilirim...
Frenlemelerim acıda verse 'şimdilik' neyse diyerek; Asıl meseleye, konumuza, yazımıza gelelim diyerek bugünkü yazıma geçeyim..
Evet, 'Güçlü Bir Ardahan Lobisi' parolası ve çabasıyla başta metropollerde olmak üzere yurt genelinde mücadele veren ve bu ülkenin kuzey sınırında bulunan Ardahan adını gündeme taşıyarak, Ardahanlıların kendi özgüvenlerinin farkına varıp başta ülke siyasetinde olmak üzere yurt genelinde var olduklarını hissettirmek çabasına omuz veren Ardahan Dernekler Federasyonu 12 Eylül Pazar günü İstanbul Şişli'de bulunan Nazım Hikmet Kültür Merkezinde benim de yeniden Başkanlığına aday olduğum 4.kongresini yapacak.
Kongre öncesi yaşananlar, söylenenler, ortaya atılan iftira niteliğindeki iddialar çok tartışılırken bu yolda mücadele veren kişiler de zaman zaman etkilenip, yıpransalar da yollarına bakıp aldıkları görevi en iyi şekilde yapmaya gayret ettikleri de diğer bir gerçek.
Benim de bir dönem yarım, bir dönem tam başkanlığını yaptığım ve yeniden aday olduğum ve kısa adı ARDAFED olan Ardahan Dernekler Federasyonu bu pazar günü kongreye gidecek. Kongre öncesi yapılan onca algı operasyonuna rağmen ortaya atılan asılsız ve alçakça iftiralara karşın benim dönemimde dernek sayısını arttıran ve tüm Ardahanlıları kucak değil, başında taşıyıp, omuz veren ARDAFED, birçok güzel şeyi yaparken yönetici arkadaşların çaba ve destekleri inkâr edilemez.
Bu arkadaşların başında gelen ARDAFED kurucuları ve bugüne kadar yöneticilik yapanlardır.
Ve bu yöneticiler arasında bulunan ve bugün biz başkan adaylarından daha heyecanlı ve heyecan ötesi bir çalışma içinde olan Ardahan YİBO yani yetim çocuklarında öğrenci olduğu Ardahan Yatılı Bölge Okulunda yaşanan bir yolsuzluk ardından ödül alan haberimi yaptığım sırada adını ilk kez duyduğum, o dönemin okul müdürü ve yöneticileri ile birlikte görevden el çektirildiğini bildiğim Şemsettin Şener'dir.
Aynı zamanda yıllarca başından gitmediği Bağdeşen/Bilbilan derneğinin tartışmalı başkanlığını da Şemsettin hoca bu kimliklerinin yanında profesör, hakimler, katipler yetiştirip, yetiştirmediğini bilmediğim emekli bir öğretmendir de.
Yıllardır içinde bulunduğu STK'larda her ne hikmetse hep görev almayı çok seven ve bu işi kendisine görev edinen, çok bilen, kendisine akil adam dedirten bu hocamız bu günlerde adeta Başkan adayıymış gibi ARDAFED'in kongresi için yoğun bir çalışma içerisinde.
Ve bu hoca federasyonu kongreye götürürken alenen tarafgir davranan ve kendisinin de üç dönemdir içinde bulunduğu ARDAFED yöneticilerini hırsızlık, namussuzluk dahil adi iddialarla sıkça eleştiren aynı hoca yıllardır içinde bulunduğu ARDAFED'de varsa kendisinin de suçlu olduğu birçok iddiaya rağmen şimdi de federasyonu kurtaracağını öne sürüp, ısmarlama ve federasyona üye bile olmayan güya kurtarıcılarla memlekete son iyiliğini yapmaya çalışıyor.
Ardahanlıların elinin tersiyle reddettiği KAI, KAİDER ve KAISİAD ekibine ve arkasındaki benden çeken siyasilere teslim etmek istediği ARDAFED'in kongre sonrasında Ardahanlılardan büyük teşekkür alacağını sanıyor.
Ama umarım ve o ne derse desin benim tüm Ardahanlılara olduğu gibi ona da saygı duyduğum, evinde kaldığım, ekmeğini böldüğüm Şemsettin hoca bu teşekkürü alacağına, Ardahanlılarla teşekkür ederek, kazasız, belasız kongreyi divana bırakır, kenara çekilir ve federasyonun kongre yükünü üstlendiğini en iyi bildiğim için asıl teşekkürü benden alır... Alacak da..