Bugün yine bir cumartesi ve bugün yine geride kalan yeni bir hafta ve
her geçen gün eskiyen 51 yıl..

Ve bugün yine bir cumartesi yazısı için hazırlanırken uzun süredir inadını hala kıramadığım ama benim gibi kendisini de kırdığını fark etmeyene nasıl sesleneceğimi şaşırdığım bir gün..
Ve bugün çok yazmadan, yazacaklarımı anlatan iki şiire bırakacağım bugünkü cumartesi yazımı...
Ve bugün giyeceğim yeni elbiselerimle yine çıkacağım yolun beni nereye, kime götüreceğini düşünerek şarkılarını, türkülerini dinlemektense kutsal kitabın seslendirmelerini dinleyip, verdiği mesajlarından ders alarak ya sabır diyerek şiirlere,
Bugün savaşma zamanı değil diyerek, Sait Faik Abasıyanık'ın 'Şimdi sevişme zamanı adlı şirine ve
Cahide Açık Yıldız'ın sanal sayfasında her gün paylaştığı güzel şiirlerinden birine, başlıksız ama 'Sende bozdum tövbe orucum' satırlı 'şiirceketlikadın' sayfasından alınma olduğunu düşündüğüm şiirine yer veriyorum, şimdi savaşma zamanı değil, sevişme zamanı diyerek her cumartesi günleri benim iç dünyamı anlatan duygularımı anlatır, aşağıdaki iki şiiri aynı duygular içinde olduğunu düşündüğüm siz sevgili okurlara hediye ederken...
ŞİMDİ SEVİŞME VAKTİ!..
Çıplak heykeller yapmalıyım.
Çırılçıplak heykeller
Nefis rüyalarınız için
Ey önünden geçen ak sakallı
kasketli,
Yırtık mintanından adaleleri
gözüken
Dilenci
Sana önce
Şiirlerin tadını
Aşkların tadını
Kitaplardan tattırmalıyım
Resimlerden duyurmalıyım,
resimlerden...
Şu oğlan çocuğuna bak

Fırça sallıyor
Kokmuş manifaturacının ayağına
Dörtyüzbin tekliğinden
On kuruş verecek.
Seni satmam çocuğum
Dörtyüzbin tekliğe.
Ne güzel kaşların var
Ne güzel bileklerin
Hele ne ellerin var, ne ellerin
Söylemeliyim
Yok
Yok... meydanlarda
bağırmalıyım,
Bu küçük
Güllerin buram buram tüttüğü
Anadolu şehri kahvesinde
Kiraz mevsiminin
Sevişme vakti olduğunu.
Resimler seyrettirmeli, şiirler
okutturmalıyım.
Baygınlık getiren şiirler.
Kiraz mevsimi, kiraz
Küfelerle dolu pazar.
Zambaklar geçiriyor bir kadın.
Bir kadın bir bakraç yoğurt
götürüyor
Sallıyor boyacı çocuğu fırçasını
Belediye kahvesinde hakla o eski,
o yalancı
O biçimsiz bizans şarkısı.
Sana nasıl bulsam, nasıl bilsem
Nasıl etsem, nasıl yapsam da
Meydanlarda bağırsam
Sokak başlarında sazımı çalsam

Anlatsam şu kiraz mevsiminin
Para kazanmak mevsimi değil
Sevişme vakti olduğunu...
Bir kere duyursam hele
güzelliğini, tadını,
Sonra oturup hüngür hüngür
ağlasam
Boş geçirdiğim bağırmadığım
sustuğum günlere
Mezarımda bu güzel, uzun kaşlı
boyacı çocuğunun
Oğlu bir şiir okusa
Karacaoğlan'dan
Orhan Veli'den
Yunus'tan, Yunus'tan...
Sait Faik Abasıyanık
**
Sen hasretim
Sen özlemim
Sen gurbetim
Sen vuslatım
Sana dönülmez yolum
Sana sürgün yüreğim