»Ardahan'a Havalimanı İstiyoruz« sloganıyla başlatılan kampanya'ya Ardahanlı sivil toplum örgütleri ve tüm siyasi parti temsilcilerinin tam destek verdiğini, imza kampanyaları açarak, imza topladıklarını söylemeliyim.
Yani Ardahanlılar diyorlar ki:
»Ardahan'a Havalimanı İstiyoruz«.
Birçok gerekçe sayarak kendilerini böylesi bir istekte haklı görüyorlar. Bu cefakar ve emekçi hemşerilerimin gerekçelerini düşünmeden, onların isteklerini haklı görüyorum. Dolayısıyla bende sesimi Ardahanlı hemşerilerimin sesine katarak bağırıyorum.
Ardahan'a Havalimanı İstiyoruz kardeşim...
Yıllar önce, »Ardahan Üniversitesi Ne Zaman Açılacak?« başlıklı bir yazı yazmıştım. Şimdi görüyorum ki güzel bir üniversitemiz var. Şimdi ise başka bir sahada söylenecek sözümüz var diyerek şehrin ve halkın ihtiyacı olan yatırımları dile getirmeye devam edelim.
Yani diyelim ki:
Ardahan'a Havalimanı İstiyoruz kardeşim...
Bugünlerde bir havalimanı sohbetidir ki dilimize dolamışız. Önümüze gelen her arkadaşla, her hemşeriyle böylesi bir sohbet içinde buluyoruz kendimizi. Geçenlerde bir arkadaşla havalimanı sohbetinde idik... Gerçi onların da böylesi bir istemleri var Onların şehri bizim Ardahan'dan büyük, onun için kendilerini daha şanslı gördüklerini söyledi.
Havalimanı sohbetinde bu arkadaşım bana diyor ki; »Ardahan küçük şehir, harcı borcunu karşılamaz« İçim eziliyor. Yüreğim sızlıyor, küçük olmak suç mu diyorum? Küçük şehirlerin yaşama hakları yok mu? Küçük şehiriz diye niye bir başka şehre muhtaç kalalım kardeşim. Ülkemin hiç bir yeri küçük değil. Vatan, vatandır başka bir mesele bilmiyoruz
Şimdi mesele, büyük şehir küçük şehir meselesi değil, mesele, günümüzde, Edirne'den Ardahan'a bir solukta uçabilmenin keyfini, küçük bir şehrin insanı olarak yaşama meselesidir. Yani batının nasiplendiği büyük çılgın projelerin bir küçük çılgınlığını yaşamak bizimde hakkımız, işte asıl mesele bu olmalı bence diyorum.
Tarih boyunca başımıza gelmeyen kalmamış. Başımıza gelen olaylarda burası küçük şehirdir aman burasını es geçelim dememişler. Peki, halka hizmet olayına gelince neden küçüklük devreye giriyor? Bunu da arkadaşıma ben söyledim ve sözüme şöyle devam ettim.
Hürrem Sultanın sevgili kocası Sultan Süleyman oğlu Beyazıt'ı cezalandırmak için, Kars, Ardahan kalelerini peşkeş verir, Şah İsmail'in oğluna. Muhteşem Yüzyılda böyle dediler.
Ayastefanos yani Yeşilköy Antlaşması, 93 Harbi »1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı« sonunda imzalanan barış antlaşmasıdır. 93 Harbi olarak da bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, Osmanlı Devletinin yenilgisiyle sonuçlandı. Kısacası iki devlet arasında yapılan antlaşmaya giren maddelerin birisi de şöyle.
»Kars, Ardahan, Batum ve Doğubayazıt Rusya’ya verilecek«.
Dolayısıyla bu yerler Ruslara verildi.
Rus Çarı Kars şehrine kışlık sarayını yapar. Başlar kaç ha kaç dönemi, tam 43 yıl esareti yaşayan Kars, Ardahan halkı 43 yıl sonra cumhuriyetle birlikte vatan topraklarına katılarak özgürlüğüne kavuşmanın sevincini yaşar.
Bir diğer konu da şu:
Ermenilerin Kafası bozulur birden bire kalkar Karabağ'ı işgal ederler. Karabağ işgal olur, ülke bazında bir karşı duruş sergilenir. Sonuç, Ardahan sınırında olan iki gümrük kapısı birden kapatılır. Gazeteler haberi böyle yazıyor.
Yine aynı gazetecilerin yazdığına göre, Azerbaycanlı bayan milletvekili bir grup arkadaşı ile Ankara'ya gelip, Ardahan da ki bu kapalı gümrük kapılarının açılmaması için görüşmeler yapmış. Nereden bakarsan bak görünüş olarak Azerbaycanlılar kendi açılarından haklılar. Bizde şimdiki istemimizde haklı olduğumuzu söyleyelim. Sonra istemimizi yazalım.
Buyurun bu da bizim isteğimiz:
Bu Azerbaycanlı bayan milletvekili ve grup arkadaşları yine Ankara'ya gelip Ardahan'a bir havalimanı açılması için görüşmeler yapmasını canı gönülden bekliyoruz.
Bekliyoruz kardeşim. Hiç bir gerekçe göstermeden hiç bir şey söylemeden, biz şehrimiz Ardahan'a Havalimanı İstiyoruz ve sizlerinde bize destek olmanızı bekliyoruz. Bu bizim serhat şehrimizin en doğal hakkıdır.
Biz kara yoluyla günlerce yol gitmek yerine ülkenin bir köşesinden öteki köşesine, uçmanın zevkini yaşamak istiyoruz. Bu halkın hizmetinde olan yöneticiler, bu halktan bu hizmeti esirgemeyeceklerin de çok iyi biliyorum. Bunu bana içimdeki inanç böyle söylüyor.
Elimde belli veriler yok, yani Bir yılda kaç Ardahanlı uçakla seyahat ediyor. Ya da Kafkasların kapısı sayılan ve iki sınır kapısı kapalı olan bu şehre kaç turist geliyor, kaç gün kalıyor, nereleri geziyor. Bunları sıralayıp bak bunun için havalimanı istiyoruz diyemiyorum. Çünkü elimde doküman olarak böylesi veriler yok. Elimde olmayan veriler, elimde olsa bile bunun için havalimanı istiyoruz demiyorum, yani açıkçası biz sadece kendimiz için istiyoruz diyorum. Bu ülkenin yurttaşları olarak hakkımız olduğunu düşünüyorum.
Düşüncemi açık açık söylerken, şunu da söylüyorum. Lüks yaşam bize göre mi bilemiyorum. Bildiğim ve istediğim tek şey şu yalan dünyada bizim de gökyüzünde uçmak için bir yolumuz olsun. Bu yolun açılması için keşkem şimdiki Başbakan birilerine kızıp bizim Ardahan'a havalimanı açıverse diye düşünüyorum. Olmaz olmaz demeyin, olur olur. İşte o zaman dünyalar bizim olur.
Biz güney Kafkasya'nın yerli halkları olarak, Kafkasların kapısına artık çılgın projelerin gitmesini istiyoruz.
Yani sözün özgül ağırlığı şu:
Ardahan'a Havalimanı İstiyoruz kardeşim...