"MİLLİ RUH YOK"
Dönemin Başbakanı Turgut Özal,
Japon eğitim uzmanları gelmiş ve ülkemizin eğitim sistemini incelemiş, Özal'ın bürokratlarının da hazır bulunduğu bir ortamda raporlarını sunmuş ve sonuç olarak şunu söylemişlerdi:
“Sizin eğitim sisteminizde milli ruh yok!”
Turgut Özal'ın : Nasıl? sorusu üzerine: “Biz Japonya'da okula başlayacak çocuklarımıza milli ruh şoklaması yaparız.
Onları önce toplu halde hızlı trenlere bindirir, dev fabrikalarımızı, teknoloji merkezlerimizi gezdirir ülkemizin gücünü gösteririz.
Sonra da bu yavrularımızı alır Hiroşima ve Nagazagi'ye götürür, orada atom bombası atılan ve yıllardır ot dahi bitmeyen alanları gösterir deriz ki: “Eğer siz çalışmaz, bilinçlenmez ve az önce gördüğünüz teknolojiye sahip olmak için çalışmazsanız sonunuz böyle olur.”
Bürokratlardan biri atılır: “Ama bizim Hiroşima'mız yok ki!”
Japon uzmanın cevabı tokat gibidir: “Sizin Çanakkale'niz on Hiroşima eder! ”
**Emperyalizm, dünyaya çelme takan bir illettir.
Kanserli hücre gibi yayıldığı her yeri yıpratır ve yok etmek ister.
Avrupa devletleri terör örgütlerini kurar...Eğitimini ve silahını kendi verir. Radikal gruplardan "karşıt görüş" oluşturur. Hedef ülkeleri iç savaşa sürükler ve bunların hiçbirini kendi yapmamış gibi "barış ve demokrasi" için toplantılar yapıp savaşı bitirmek isterler. Oysa ki Hitler, Mussolini ve Stalin ne kadar "savaş karşıtı" ise, ancak o kadar savaş çığırtkanıdır hepsi.
En çok silah üretip ve satan devletlerin BM'nin Güvenlik Konseyine üye beş devletin olduğunu da düşünürsek;
Medeniyet dediğin şeyin "TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR" olduğu gerçeğini kim inkar edebilir?
**SÜT'Ü BOZUKLAR
Sahi, bu süt dağıtımı nereden çıktı ?
Öncesinde, miadı dolmuş yavan süt tozu bir kilise kuruluşu olan CARE teşkilatı aracılığı ile geri kalmış ülkelerin ilkokul çağındaki masum yavrucuklarına yedirilmeye başlanır.
Çocuklar mutlu olmayı öğrenmeden, toplumlarının aç ve Amerika'ya muhtaç bir toplum olduklarını öğrenirler.
Bu, gelecek kuşaklarda da şartlanma yaratılması ve açlık korkusunun onların kafasına yerleştirilmesi için bilhassa önemlidir.
İşçiler ve fakir halk tabakaları kullanılmaz hale gelmiş olan üretim artıkları ile beslenmeye ve başkasının yardımına muhtaç kalmış bir insanın duyduğu acz birey olmaya iteklenmeye başlanır.
Günümüzde ise aynı yöntem farklı parmaklarla yapılırken fakat kol yine aynı kol.
Beş milyon beş yüz bin ilköğretim ilk kademesinde öğrencimizin, çocuğumuzun okullarında yapılan bu açık hava deneyinde yavaş yavaş 'zerkedilen' her neyse amacına ulaşmış gözükmüyor mu?
Yok mu kardeşiniz, çocuğunuz, akrabanız ya da yoldan geçerken masumluğuna tebessüm ettiğiniz ya da başını okşadığınız bir çocuk?
Uyarın! Korkmayın!
Biz bertaraf olalım gerekirse, geleceğimiz buna bağlı ise.
Bu konuda öğretmenlere büyük görev düşmektedir ve bu konuda öğrencilerini bilgilendirmeleri, onların vicdani sorumluluklarıdır.
BİZİM KOYUNLARA İŞ VE İSTİHDAM.
Şimdi yabancı sermayenin ülkemizin imkanlarını kullanarak, hem ucuz iş gücü, hem pazar hem de dünya piyasasına da açılma imkanı sağladığını, bizim koyunlarımıza anlatabilmek için, İstanbul'un ortasında koca bir araziyi, yabancı bir tarım ve hayvancılık firmasına, mesela Amerikan'a vereceksin.
Bizim koyun vatandaşları da ırgat olarak işe almalarını sağlayıp, başlarına Amerikan kovboyları koyup, hem çalıştırılmalarına hem de bir yandan sağılmalarına bakacaksın.
Sonra bizim topraklarımıza ektikleri ürünü biçtirip, bizim koyunların kendisine Dolar üzerinden sattıracaksın.
Sonra Amerikan'ın kendisine sattığı malı, dünyaya ihracat için ambalajlama ve etiketleme işini de, yine bu koyunlara yaptıracaksın.
Sonra Amerikan'ın daha fazla toprak alıp, inşaat sektörünü de ele geçirişini bu koyunlara seyrettireceksin.
Kendi toprağında ektiğini, Amerikan'dan dolar ile alıp,
sonra böyle koyun gibi sağıla sağıla, artık manda gibi olmasını bekleyeceksin.
En sonunda "işte" diyeceksin ;
Oldun artık, hani Atatürk'ün olmayı reddettiği Amerikan Mandası.
Ama istemiyorsan seni İngiliz Himayesi'ne verelim, belki Fransız devrimi yaşarsın. Hem de beraberinde, Doğu Karadeniz yaylalarında süzülmüş mis gibi Lipton yellow leybıl çay hediyeli.
YERYÜZÜNDE İLK KURBAN :
5/MÂİDE-27
1. ve utlu aleyhim : ve, onlara tilavet et, oku!
2. nebee ibney âdeme : Adem'in iki oğlunun haberini, kıssasını
3. bi el hakkı : hakk ile
4. iz karrabâ kurbânen : ikisini Allâh'a yaklaştıracak birer kurban sundukları zaman
5. fe tukubbile : o zaman kabul edilir
6. min ehadi himâ : ikisinin birinden
7. ve lem yutekabbel : ve kabul edilmez
8. min el âhari : diğerinden
9. kâle le aktulenne-ke : seni mutlaka öldüreceğim dedi
10. kâle : dedi
11. innemâ : sadece
12. yetekabbelu allâhu : Allâh (c.c.) kabul eder
13. min el muttekîne : takvâ sahiplerinden
ŞİMDİ (4) 'e DİKKAT EDELİM:
4. iz karrabâ kurbânen : ikisini Allâh'a YAKLAŞTIRACAK birer KURBAN SUNDUKLARI zaman
" İZ KARRABÂ KURBÂNEN " "Yaklaştıracak" diye tercüme edilen "Karrabâ, kelimesi dilimizde "akraba" olarak kullanılan kelimeyle aynıdır.
K-R-B harflerinden kökünü alan "kurban" kelimesi de "yine aynı kökten" gelmektedir.
Bu açıklamalar KURBAN KELİMESİNİN KUR'AN'DA AYNEN geçtiğini göstermektedir.
ŞİMDİ konumuzu dağıtmamak için:
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlara Âdem'in iki oğluyla ilgili haberi hakkıyle oku. Hani her ikisi birer kurban sunmuşlardı, birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen, ötekine):» Seni öldüreceğim» demişti. Diğeri ise şöyle demişti: «Allah, yalnız kendisinden korkanlardan kabul eder».
AMAÇ: Kurban konusunda Kur'an'da açıkça bildirilenlerle, bildirilmeyen ama kulaktan kulağa, dilden dile söylenegelen bilgileri, temel kaynak Kur'an'da arayıp bulup, Kur'an'a dayandırmaktır.
SORULDUĞUNDA, ilk kurban konusunda toplumun büyük bir kısmının, en fazla" Diğer dinlerde de var, Yunan Mitolojisinde bile var, İlk Hz.İbrahim ile başlar..." gibi bilgilere sahip olduğu, Kur'an'da anlatılan bu hadisenin, bu kısmının gözlerden kaçtığı tespit edilmiştir.
HATTA görselde olduğu gibi GENEL KANI; BİRİNİN ET, DİĞERİNİN BAĞ BAHÇESİNDEN BİR SEPET hediye ettiği ettiği şeklindedir. Oysa Kur'an' da konu böyle değil, 2 kurban şeklinde anlatılır.
BÖYLELİKLE, kimseyi karşımıza almadan ve buna izin vermeden, rivayetlerle GENEL KANI haline dönüşmüş bilgilerden birinin daha temel kaynak KUR'AN'DAN ALINTILAYARAK ve reklam arası almadan,sizlere hatırlatmış olduk.Dikkat edilip , düşünülürse; Hz.Adem'in iki oğlundan biri "kardeş katilidir". İlk nesil ?
Yani kimseye gül bahçesi vaad edilmemiştir.