"Bu ülkede , kimse açlıktan ölmedi"
Ya cehaletten ?
Açlık sınırı denilince, bu ülkedeki çoğunluğun anladığı " insanın karnının aç olup olmadığı" şeklinde olsa gerek ki; bu konu üzerinde hiç durulmaz.
Nasılsa karnımız tok (?)
Ve bundan bahsettiğimizde ilk duyacağımız söz : "Bu ülkede , kimse açlıktan ölmedi" olur...
Halbuki açlıktan anlaşılması gereken, karın tokluğunun olmama hali değildir.
Oysaki, İnsanın tokken bile açlığı söz konusudur.
Buna en tipik örnek olarak "demir eksikliği anemisi" yani vücuttaki "demir açığına bağlı kansızlık" gösterilebilir.
Okul öncesi çocuklarımızda, demir açlığı çekenlerin oranı % 32'dir.
Yani 10 çocuğumuzdan 3'ünün demir ihtiyacı, açlık sınırının altında.
Bugün "açlık sınırı " yerine "ihtiyaç sınırı" denmediği için, ülkemizdeki muhtaç insan sayısı yeterince anlaşılamamaktadır.
Oysa okul öncesi "her on çocuğumuzun üçü" demire muhtaçtır.
Yani tok gibi görünen halkımızın, gizli gizli bir çok besin açısından, çeşitli düzeylerde açlığı söz konusudur.

Bugün ülkemizde okuma yazma oranı %95 civarındadır.
Bense bunu da, açlık sınırına bakış açısıyla bakıldığı gibi bakıldığından, bıyık altından gülerek eleştiririm.
Sahi gerçekten % 95 okur yazar var mıdır ülkemizde ?
Yani 100 kişiden 95'i okuyup, yazıyor mu dersiniz ?
Feysbuka bakarsak pek sanmıyorum.
"heleyazma oranını hiç sormayın"
Bugün istatistiksel okuma yazma oranları ile fiilen okuma yazma oranlarını kıyaslarsak; tıpkı "açlık sınırının altı" gibi '' cehalet sınırının '' altında rakamlar çıkar.
Evet, "Bu ülkede , kimse açlıktan ölmedi" de; ya cehaletten ?
En son ne zaman bir sayfa yazı yazmıştınız ?
TEOG'suz, sınavsız, parasız eğitim, o sınav, bu sınav diyerek, yarış atına dönen çocuklar;
Kaağızman'a ısmarladım kazanı, kazanı.
Ben sevirem hem OKUyup, YAZANı oy YAZANı.
"Bıyık altından gülerek eleştirimi yaptım."
Lânet olsun dostum bıyığım yok
Güzel Günler göreceğiz çocuklar kafa ANALİZ #Suatİncedere.
Bu çocukların yazı ile ilgisi yoktur. Çok güzel çocuklar.