AKP’nin İsrail üzerinden ABD ile ilişkileri yeniden geliştirmek için örtülü siyaset yürüttüğünü beş ay önce 21 Mart 2022 tarihli ve “ABD / İsrail Oltasına Takılan Sersem Balık” başlıklı makalede detaylı olarak ele almıştım.
Rusya-Ukrayna çatışmasını analiz ettiğim o makalede “(…) Rusya-Ukrayna çatışmasının ana nedenlerinden birisi de ABD ile İsrail’in 1995’dan beridir Doğu Akdeniz, Karadeniz hattında ortaklaşa yürüttükleri küresel enerji siyasettir.
Rusya, açıkça rahatsızlığını dile getirirken Türkiye ise kendi çapında bu siyasetin bir parçası olmaya çalışıyordu. AKP’nin bu çabası, kamuoyuna birçok defa petrol ve doğalgaz bulundu müjdesiyle veriliyordu.
Akçakoca’da, Sakarya’da, Karadeniz’de birçok defa doğalgaz bulduğunu söyleyen iktidar 2013’te, Taksim meydanında doğalgaz bulduklarını dahi iddia etmişti.
2004’ten beridir aralıklarla doğalgaz ile petrol bulduğunu söyleyen iktidarın doğalgaz ücretlerini düşürmesi gerekirken sürekli zam yapması doğru okunduğunda sözde verdikleri müjdenin gerçek dışı, manipülasyondan ibaret olduğu görülecektir.
Çünkü gaz ve petrol üzerinden yaptığı örtülü siyasetteki amacı, İsrail üzerinden ABD ile yeniden ilişki kurmak ve bu ortaklığa dâhil olma çabasıdır.” İfadelerini kullanmıştım.
Bu bakımdan İsrail ile karşılıklı elçilik atanması sürpriz değil, AKP’nin uzun zamandan beridir gizli, örtülü bir şekilde yürüttüğü çabalarının sonucudur.

İsrail’e yönelik diyalog girişimleri yanlıca Erdoğan’ın çağrılarıyla sınırlı kalmadı, Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Komitesi yönetim kurulu üyesi Hakan Yurdakul, Tel Aviv’de yapılan Avrupa Yahudi Parlamentosu konferansına da katıldı.
İşte o toplantıdan sonra da AKP’nin Ortadoğu politikasında ciddi değişikler oldu. Çünkü İsrail yönetimi, Hamas’ın bir kolu olan Müslüman kardeşlere bağlı İstanbul merkezli televizyon kanallarının Mısır’a yönelik eleştirel yayınların durdurulmasının yanı sıra Hamas yetkililerine de sınırlama, kısıtlama getirilmesini talep etmişti.
AKP, söz konusu kanallara talimat göndererek Mısır’a yönelik eleştirel yayınların derhal durdurulması talimatını vererek İsrail’in talebini yerine getirdi.
Sanki büyük bir diplomatik başarıymış gibi kamuoyuna lanse ettikleri bu hadise gerçekte Davos’ta ki “Van Minut” pişmanlığının, Tel Aviv’deki Yahudi Konferansında bu defa “Yes sör” denilerek telafi edilmesinden başka bir şey değildi.