Birkaç gündür, adamın biri caddede kaldırım taşına oturup ağlıyordu. Yani başından gelip geçenler sadece bakınmakla yetiniyordu. Kadının biri yanına oturup dirseğiyle dürttü.
Samimi ve sıcak bir ses tonuyla, "Neyin var, dostum?" dedi. Adam, bir an kadının yüzüne bakarak, "Bir şeyim yok." dedi.
Kadın, nahif bir ses tonuyla, "Peki, o zaman kaç gündür bu kaldırımda niye öylece oturup ağlıyorsun, kaldırım taşları mı susadı, su mu veriyon?" dedi gülümseyerek.
Bu sözcükler adamın birazcık tebbesüm etmesini sağladı. Bunu gören kadın, "Bir şeyler yiyelim mi, karnın aç mı?" dedi.
Gülümseyen yüzü ile sonra da, "Şu ileride bir çadır kurulmuş, orada herkesi güldüren bir palyaço var.
Belki senin de gülmeni sağlar." deyince adam başını önüne eğdi ve "Dediğiniz o palyaço benim." dedi.
O gülümseyen kadın bir anda mahzunlaştı, adamın omuzuna başını koyup öylece kaldırımda oturup kaldılar.