Kralın nesli yoktu, ne amcası, ne dayısı, ne çocukları soyu yoktu ve "Öldükten sonra tahtı kime bırakacağım" diye düşünürken aklına bir fikir geldi.
Ülkenin genç erkeklerini topladı ve hepsine birer tohum verdi. O gençlere; Kimin saksısında çiçek açarsa o kişi tahta geçecek dedi ve gençler gittiler.
Aralarında bir delikanlı vardı yoksuldu aldı tohumu evine gitti annesine olan biteni anlattı ve ekti tohumunu saksıya.
Suyunu verdi güneş gören yere koydu aradan zaman geçti ama saksıda çiçek falan açmadı, ne yaptıysa yeşermedi tohumu. annesi oğlum sen çok ugraştın, çıkmadı çiçek artık senin yapacağın bişey yok dedi.
Ogün geldi tüm tohumu alıp giden gençler saksılarını alarak kralın yanına gittiler.
O yoksul gençte boş olan saksını aldı ve gitti.
Kral tek tek baktı tüm gençlerin saksısında rengarenk çiçekler vardı.
Sıra o yoksul gence geldi bir tek onun saksısı boştu çiçek açmamıştı.
Kral sordu o gence senin saksın neden boş?
Genç cevap verdi, 'Kralım ne yaptıysam da çiçek açmadı. Olmadı. Çok uğraştım ama tohum çiçek vermedi. Bende saksıyı aldım geldim' diye cevap verdi.
Ve kral o gençlere seslenerek yeni kralınızı selamlayın dedi.
Birden uğultu oldu ve diğer gençler '-Nasıl olur Kralım bizim saksımız da çiçek açtı onun saksısı boş nasıl olur onu kral seçersiniz..' dedi.
Kral onlara döndü ve gürleyerek, 'Ben hepinize aynı tohumu vermiştim ve tüm tohumlar yanmıştı. Yanık tohumdan asla çiçek çıkmaz. Sizler baktınız tohum çiçek açmıyor başka tohum ektiniz. Hile yaptınız ama bu genç dürüst olduğu için yalan söylemedi. Dolayısıyla Tahtımı ve Ülkemi adaletiyle idare edecek bu gençtir..' cevabını verdi.
Ve bu meselenin, masalın bize anlatmak istediği tek şey var oda;
-Her ne olursa olsun hakkı söylemekten doğruyu söylemekten asla vazgeçmeyin. Kazanan siz olacaksınız...
Yani, üstadın dediği gibi kıssadan hise dürüstlük pahalıdır, ucuz insanlarda bulunmaz...