Ardahan'da doğduğum şehirdeyim.. Dedem sobanın başında ıhlamur kaynatıyor, baba annem odunluktan odun getirmek için döndüğünde on metrede kardan babaanne olmuş, Anacım çoçukları uyandırma telaşesinde, malum 6 erkek çocuğu..
Kolay değil, Anamın yapacak işi çok, babam erkenden gitmiş meydana üç beş kuruş Allah ne verirse, işler rast giderse at kaşgası yanaşır erzaklar alınmıştır, az çok şükürler olsun.
Sofra kurulmuş sobada kızarmış, bayat ekmeklere sürer varsa sarı yağ yoksa sana yağını rahmetli babaannem, sofrada zeytin, reçel varsa kral bir sofradır yoksa ekmeğe sürülü sana yağı, toz şeker üstüne şükürler olsun Anam varsa da yoksada şükrü öğretmiştir elhamdülillah..
Benim derdim bir an önce sokağa fırlamak.. Malum Bakıcı Kaya amcaların (rahmetli) evlerinin orası rampadan aşağı kızakla nasılda eğleniriz ,eldiven yoksa eski çoraplar ele haydi haydide gelbizim çocuklarla anlaş baba annem bir kızak çakmış, beş oğlan kardeş; Kürşat daha yok piyasada, çocukları eksem bizim mahallenin hali behremin oğlu Eko , Kaçarların, Ahmet malum küçük gurup çeteler var kavga çıkması muhtemel yürüyün Daltonlar abi benim en çok ben kayarım deyip rahmetli Serkan'la adaletli olmam konusunda kavga etsem de hırt adamım vesselam..
Kara lastik cızlavet.. Baba annemin ördüğü yün çoraplar.. Ne iyi kadındın sen yattığın yer nur dolsun:((
Nihayet sokakdayız.. Ne çok çocuktuk mahallede bayram yeri, her taraf kartopu oynayanlar demiycem, aniden gözünün üstünde bir kartopu kavga çıkarsa içine taş da koyulur, Aydın amcanın oğlu Hakan entel çocuktu, Murat Tanrıverdi bir evin çocuğu gibiydik Muratla hiç küstüğümü hatırlamam.. Ne güzel oynardık karların içinde ayaklarımız su içinde, paçalarımız donardı, Kardan kaleler yapar, ayrışırdık Fezo amcamın oğlu Musto ve kardeşleri Tekin, Erdal, Güven ula sürüsüne bereket.. Kürt fezo nede olsa Gozel Ana harbi güzel kadındı Fezo'nun suçu be:))
Önce kar topu savaşı, sonra hızımızı alamayıp saatlerce uğraşıp yaptığımız kardan kalelerimizi yıkardık, bizim mahallede en kötü Kürt-Türk kavgamız buydu taş da attık birbirimize ama kurşun atmadık!!!
Ne güzel günlerimiz vardı.. Çocukken memleketimizde kar bizim eğlencemizdi, hem kar yağınca havalarda yumuşardı, sert iklimin çoçuklarıydık ama gönlümüz, yüreğimiz dosta yumuşaktı mert insanlar idik.. Güzel büyüdük bıçkın delikanlı abilerimizi örnek alarak vay be nasıl geçti zaman nasıl savrulduk her birimiz bir yana..
Bu gün kar yağdı İstanbul'a.. Herkes birazdan kardan adam yapmaya koşacak, sokağa bizde ineceğiz aşağı.. Aybükede burada hem Pustla yuvarlanıp dursunlar, üşütmezler üstleri başları sağlam şükürler olsun..
Bense çoçukluğuma gittim karı yağdığını görünce... Çoçukluğumu ve o çoçukları özledim Serkan'ım göçeli 25 sene oldu, cennet mekan, mahallenin neşesi Gugu'da, Tomi baba gençlermiz öldü, biz mi büyüdük yavaş yavaş sıra bizlerde geliyor hayat geçiyor da..
Ben bugün sokakta oynamak adına üşüyen ellerimizi ısıtmak adına çekip uzattığımız kazak kollarımıza soğuktan çektiğimiz burnumuzu silen çocukları özledim, buz tutmuş paçaları boru gibi olduğu halde eve gitmeyip, bir biriyle daha fazla oyunlar oynamak için can atan o sümüklü çocukları özledim, eve gidince sıcak sobanın fırınına atılmış sarı kartopunun (patates) lezzetini özledim.
Ben esasen kar gibi beyaz, tertemiz yürekli hesapsız kitapsız dostlukları özledim!..
Kurtuluş Bozkır