İnsanın, akıl denen ve onu bu yönüyle diğer tüm canlılardan ayıran bir düşünme kapasitesi vardır. İnsan bu nedenle “felsefi” bir varlıktır.
Felsefe; sorgulama, çok boyutlu düşünme, derinleşme demektir.
Tarihe mal olmuş tüm önemli profillere baktığımızda; hepsi ama hepsinin en önemli ortak özelliğinin “düşünen insan” olduğunu görmek mümkün.
“Düşünüyorum öyleyse varım” söylemini ortaya atan 18.yüzyılın büyük filozofu Rene Descartes’a göre düşünme basit bir edim değildir elbette.
Düşünmeyen, kendini anlama eksikliği içinde bulunan bu kişiler, neler olup bittiğinin bilgisine ulaşamadıklarından “korku” içerisindedirler.
Kişinin korkuları arttıkça üstlenmek istediği sorumluluklar azalır; Kendilerine ulaşamazlar.
insanlar kendileri olamayınca da farklı maskeler kuşanırlar. Kendileri olmaktan çıktıkları zaman da “beklenen” kişilere dönüşürler.
Tez ile anti tezi birlikte eriterek sentezine ulaşan, fark eden, hisseden, akıl yürüten, insan olmak lazım.
Bunun da yolu düşünmekten yani felsefeden geçer. Sorgulanmamış bir hayat hiç yaşanmamış demektir.
Çok boyutlu düşünmeyi yani felsefe yapmayı hayatımızın her alanında var olduğumuz sürece kullanmayı düşünelim.
Düşünmüyorsak zaten yokuz..Felsefe, kendimize ulaşmanın belki de en güzel yolu.
Düşünerek felsefe yaparak var olun, kendiniz olun.. Çünkü hayat başkası olmak için çok kısa..
vesselam..