Reklam
Bugun...
Seneca ve gülmek..


Doğu Yılmaz Sanat, Felsefe ve Edebiyat Üzerine
doguyilmazardahan@gmail.com
 
 

Seneca'yı tanıyorsunuzdur; imparator Neron'un hocası, filozof ..

Demiştir ki;

Hiçbir zaman kader tanrıçasına güvenmedim, bana huzur verdiği zamanlarda bile.

Bana bahşettiği her şeyi (parayı, mevkii, gücü) öyle bir yere koydum ki geri almak istediği zaman beni rahatsız etmeden alabilsin.

Bütün bu sahip olduğum şeylere belli bir mesafede durdum ki istediği zaman onları bulundukları yerden rahatça alsın, benden söküp koparmasın.

İnsanın en kötü kaderle karşılaştığında bile gülebileceğine inanan filozofun bütün hayatı sanki bu söylediğinin sınavı olarak geçmiş.

Kazandığı bütün serveti ve ünü sürgüne gönderildiğinde kaybetmiş, akabinde Neron’a hoca olduktan sonra kaybettiklerini yeniden kazanmış.

Sonra bir bahar gecesi kırmızı pelerinli, gümüş tolgalı, üstü kartal işlemeli sandaletler giyen askerler onun kapısını çalmışlar...

İmparator Neron’un "ölüm emrini" iletmek için.

Evindeki dostları ağlamaya başladığında onları azarlamıştı. Bir bilge en kötüyü bile gülerek karşılamalıydı çünkü.

Seneca, önce hayranı olduğu Sokrat gibi baldıran zehiri içmişti ama zehir onu öldürmeye yetmemişti...

Sonra eski adetlere uyarak bileklerini ve diz kapaklarının arkasındaki damarları kesip sıcak suyla dolu bir küvete yatmıştı, yine ölmemişti.

Kader bazen almasını hiç istemediğinizi alırken bazen de alması için yalvardığınızı çok yavaş alıyor...

Seneca, bütün o acılar içinde ölene kadar hep gülümsemiş, dostlarını teselli etmiş..

Talihsizlikler karşısında sükunetinizi kaybetmemenizi söyleyen felsefeye olan inancınız nereye gitti, demiş.

Acılar karşısında sağlam durulması gerektiğini söyleyen bir felsefi görüşe inanıyor ve bunu metanetle ispatlıyor.

Aksine bir davranış, bir korku belirtisi, onun yanlış bir görüşü savunduğunu ortaya koyacaktı, ki bu Seneca için ölümden bile beterdi...

Gülümsemiş ölüme giderken..Kendisiyle birlikte ölmek isteyen karısının elini şefkatle okşamış.

Seneca;ölüme ve acılara gülümseyen filozof..

Seneca için ölümden acı tek birşey vardır, yaşamın anIamını kaybetmek...

Acıya, ağrıya, kedere ve gama gülümsemek her baba yiğidin harcı değildir, bize bunu Sokrat ve Seneca öğretmiştir...

Ben yaşamın her anının çok değerli olduğuna inananlardanım, mutlu veya mutsuz farketmez..

Ben seviyorum yaşamayı, tebessümü ve gülümsemeyi..

Gülümsemek ve güldürebilmek..

Bize düşen budur.

Hani biz söz varya, "soytarılık etmeden güldürebilmek seni, Ekmek çalmadan doyurabilmek ve haksızlık etmeden doğan güneşe, bütün aydınlıkları içine süzebilmek...Seneca'nın izinden...

Gülümsemek ve güşülüne sevdalanmak, bir devrimci gibi gülümseyerek yaşamak.

Ve severek, sevilerek...

Üstad Seneca'ya saygıyla...

 

vesselam

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Bu yazı 43229 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Atalay Yağmur
20-03-2017 01:14:00

Geçenlerde NTV'de Oğuz Haksever Donald Trump'ile ilgili bir haberi verirken: "ABD'de entelektüelliğin ölçülerinden biri de yazım kurallarına uyulmasıdır." dedi ve ekledi "ABD basını Trump'la alay etmek için onun bozuk imlâlı yazılarını yayınladı." Şimdi sayın yazarımız "Sanat Felsefe ve Edebiyat Üzerine" başlıklı bir yazı yazıyor ve yazım kurallarını hiçe sayıyor. Bu elbette beni üzüyor. Hani bir kişiyi uzun süre görmemişsinizdir, fakat aradan geçen onca yıla rağmen onu son gördüğünüz haliyle hatırlarsınızya bende Ardahan'ı ve onun entelektüel ortamını 1974'lerdeki gibi hatırlıyorum. En azından ilerleme olmasa bile o noktada olmasını temenni ediyorum. Oysa yaklaşık bir saattir internet üzerinden Ardahan gazetelerine özellikle de köşe yazılarına bakıyorum, kabul edilebilir hata sınırları içinde bir yazı bulamadım. Sadece üzüldüm. Keşke uyarmaktan başka yapabileceğim bir şey ya da şeyler olsaydı.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

YouTube ArdahanTV Kanalımızı İzliyor musunuz?


YUKARI