Reklam
Bugun...
HOÇ-FED’DE NELER OLUYOR?


RODİ BAZ Rodi Baz
nazlicanylmqzz@gmail.com
 
 

Bir süredir Hoç-Fed’deki gelişmeleri dikkatle ve kaygıyla izliyorum. 

Hiç kuşkusuz, Hoç-Fed’in geçmişte de eksiklikleri ve yetmezlikleri vardı ama hiç bir dönem bu kadar etkisiz, bu kadar sessiz, bu kadar duyarsız olmamıştı.                      

Hoç-Fed’de bir süredir farklı anlayışlar ortaya çıkmaya başladı. Daha doğrusu türedi demek daha yerinde bir tespit olur. 

Bunun nasıl olduğuna uzun uzadıya girmeyeceğim. Ancak; anlayış olarak flu bir çizginin hakim olduğunu söylemek abartı olmaz. 
Ciddi bir kimliksizleşme yaşandığı yönünde, şikayetler duyumlar geliyor. 

HOÇ-FED BÖLGENİN RUHUDUR!

Üzülerek gördüm ki, Hoç-Fed’in kuruluş amacı ve felsefesi her gün biraz daha aşınıyor. Flu bir çizgi hakim olmaya başladı.

Biz her zaman sözümüzü en son konuştuk. Çığırtkanlık yapmadık. Kırmak, dökmek için değil, uyarmak ve onarmak için eleştirilerimizi yaptık. Bugün de onu yapıyoruz. 

İŞLERİ SADECE ELEŞTİRMEK OLAN İŞGÜZARLAR!

Değerli Hoçvanlılar, Hoç-Fed yöneticilerini eleştirmeden önce başka bir kanayan yaraya parmak basmak istiyorum. 

Çoğumuz siyasi partilerde ve STK’lardan aşina olduğunuz baş belası eleştiriciler…
Bu tipler hayatları boyunca kurumlarda en küçük bir sorumluluk almayan, hiç bir katkı sunmayan, ama yöneticilere ilellah dedirten tiplerdir. 
Bunlar her toplantıda konuşan ve ortamı provake ederek kendini tatmin eden hastalıklı kişiliklerdir. Bunlara fazla takılmamak gerek. 

Bunların yanı sıra bir de kurumu kendi malı olarak gören ve bu duygularla kuruma sahiplenen bazı arkadaşlarımız var. Bunların iyi niyetlerinden kuşkum yok. Ancak iradeleri dışında totaliter anlayışların taşlarını döşediklerinin farkında değiller. 
Bunun sosyolojik karşılığı kastlaşmadır. 
Buda tabi doğal olarak kurumu bir hayli zora sokuyor. 

Arkadaşlarınızın gençlerin önünü açma konusundaki isteksizliklerini, çekincelerini anlıyorum ama başka çıkış yolu yok. 
Çekilmesini, gençlere alan açmasını bilmek gerek!
Unutmayın su her zaman akıp mecrasını bulmaz. Bazen küçük bir damlanın çıktığı çatlak bir barajı yıkabilir!
Bunu aklımızın bir köşesinde tutmak zorundayız. 
Bu zorlu süreçte Hoç-Fed gemisini güvenli bir limana çekecek arkadaşlara ihtiyaç var ama gençlere şans da tanımak gerekiyor. 
Biraz empati lütfen. 

KARİYERİST KİŞİLİKLER BU DEMOKRATİK ALANLARI, YALAN VE HİLELERLE MAYINLAYARAK KENDİLERİNE ALAN AÇMAYA ÇALIŞIYORLAR!

Tabi şu da var: Bazı kimseler, özellikle de bazı gençler, egolarını tatmin etmek bu alanı kendilerini konuşturma platformu olarak kullanmak isteyebilirler.  Hatta içlerinden bazıları konumlarını siyasi malzeme olarak da kullanabilir. Bunun farkındayız. Merak etmeyin Hoçvan halkı bunları elemesini bilir.

Gelelim mevcut yönetime.
Bu konuda toptancı bir yaklaşım içinde olmayacağım. İşini, gücünü kaybetme pahasına sadakatle görevini yapan arkadaşlarımızı elbette tenzih ediyorum. 
Ama şu da bir gerçek ki; yeni yönetim, “gelen gideni aratır” tarzında bir yaklaşımın sahibi olduğunu üzülerek gördüm. 

Özellikle başkan ve onun etrafındaki ‘A’ takımının Hoç-Fed’teki çalışmaları zamana yayarak işi Allah’a havale etmelerini elbette anlıyorum ama anlayışla karşılamıyorum. 

Özellikle Kültürel ve eğitim konularındaki destekleri dolayısıyla  Hoçvanlı iş insanımız Yakup Süt’e gösterilen ahde vefa gereği başkan olarak seçilen (seçtirilen) mevcut başkanımıza da bu mecburi, bu zaruri başkanlıklarından dolayı da teşekkür ediyorum.
Hepsi bu…
Teşekkürler başkan ve yakın arkadaşları…

Şimdi gelelim asıl mevzu’ya!
Acaba ilk üç başkan hariç, Hoç-Fed’in nasıl ve nerde kimler tarafında kurulduğunu bilen kaç başkan ve yönetici var?
Örneğin; ilk hangi isimle, nerede, nasıl kurulduğuyla ilgili kurumun bir tarihçesi, bir kuruluş manifestosu var mı?
Varsa nerde?
Üyeler biliyor mu?
Yok…
Yada muhtemelen çoğunluğu bilmiyor. Zaten kongrelerde bunları anlatan da yok. 

Neyse şimdi orasını da geçtik; gelelim asıl meseleye…

HOÇ-FED ETKİNLİK YAPMAK BİR YANA, KENDİNİ SAVUNAMIYOR!

Hoçvan yayla festivalinin yasaklanmasından sonra ortaya çıkan kaotik görüşler işin tuzu biberi oldu. 

Kendini ifade etmekten aciz bazı tipler, kendi başarısızlıklarını gizlemek için Gazeteci Fakir Yılmaz’ın “HDP Hoçvana çıkarma yapmaya hazırlanıyor” sözünün üstüne maden bulmuş gibi yatarak,  “Fakir Yılmaz’ın yüzünden Hoçvan Yayla Şenliği yasaklandı” gibi ipe sapa gelmez kolaycı bir yaklaşımla işten sıyrılmanın yolunu seçtiler!
Bazıları da içlerinden kıs kıs gülerek, hay Allah senden razı olsun Fakir Yılmaz, diyerek kenardan ellerini oğuşturup derin bir “Oh” çekmiştir.
 
Yine işin en kolayına kaçmışlardı. 
Koskoca kurum kendi içinde bir değerlendirme yaparak yazılı bir bildiriyle kamuoyunu bilgilendireceğine bir isim üzerinden fırtına kopardılar. 
Halbuki valiliğin bu tavrını kınayabilirlerdi.
Yapmadılar!
Körün istediği bir göz,  misali Faturayı Fakir Yılmaz’a keserek işin içinden sıyrıldılar.

Sonra anlaşıldı ki; sadece Hoçvan yayla şenliği değil, Damal ve Dursun Akçam kültürel etkinliklerine de izin verilmemişti. 
Bu tamamen iktidarın kendi kontrolü dışında kalan STK’lara uyguladığı bir ambargoydu!

Mesele bu ambargoyu kınamaktı. Sonuna kadar hakkını aramaktı. Yapmadılar!

Bir gazeteci bunları yazabilir. Bir başkaları da başka şeyler yazabilir, söyleyebilir. 
Burada aslolan; Siz Ne Söylediniz?

Hiç bir şey…

Derin suskunluk…

Başkanlar kurulunu oluşturup üyeleri hakkında gıyabı kararlar alan yönetim kurulu her ne hikmetse, dilimizde tüy bitmesine rağmen,  bir önceki yönetimler gibi bir türlü danışma kurulu oluşturmadı. 
Kimsenin aklına ihtiyacımız yok dercesine sallamadılar!

Gazetecilik hayatım boyunca her kongrede dile getirmeme rağmen bir türlü bu gerçekleşmedi. İçimde bir ukde olarak kaldı. 

Neyse; demek ki, arkadaşlarımızın kimseye akıl danışmaya ihtiyacı yok!
Orayı geçiyoruz…

Gelelim Hoç-Fed’e karşı tavır içinde olan, orada burada sinip, korkan, kaçan ama fırsat kollayan bir tayfa var.
Bunlar da ayrı bir dert, ayrı bir bela…
Dertleri başka!
Yarın demokratik bir anayasa yapılsın, Türkiye’de siyasi iklim değişsin sen o zaman gör onları. 
Kendilerini dikkate almayanların gözünü çıkarırlar!
Şimdi pusuda sabırsızlıkla o günlerin gelmesini bekliyorlar. 

ÜSLUP VE TARZDA CİDDİ BİR AŞINMA VAR!

En son Hoç-Fed’in içinde yaşananlar beni derinden etkiledi. 
Üslupta, tarzda, çalışmada insani ilişkilerde zehirli bir dilin kullanıldığı yönünde duyumlar aldım. Bu yazıyı biraz da bunun için kaleme aldım. 

Esasen bu tip davranışlar özünde minderden kaçış pratiğidir.
Ego savaşlarının en barbar biçimidir!

Yüksek sesle konuşulan ve yumrukların sıkıldığı yerde kimse gerçekleri konuşamaz!
Nihayet öyle de olmuş.
Saygı sınırları aşılmıştır! 

Ayrıca, bunların dışında benim gibi bir çok arkadaşımızın da kafasını kurcalayan başka şeyler var. 

Birileri şayet Hoç-Fed başkanlığını kendi ekonomik ve siyasi amaçları için
Bir çıkar, 
bir kalkan, 
Bir bariyer 
Siyasi mecralarda kullanacağı bir rant kapısı olarak düşünüyorsa, onlara kötü bir haberim var; Yapamayacaksınız!
Hoçvanlılar buna izin vermez. Her platformda teşhir ve tecrit edilirsiniz. 



Bu yazı 1090 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

YouTube ArdahanTV Kanalımızı İzliyor musunuz?


YUKARI