Sabah çayı, göğermiş peynir.
Ardahan’ın ayazı adamı tez aşık eder gazeteci.
Ardahan'a en son 26 yıl sonra döndüğümde eski Ardahan yoktu.
Ne ayakkabı tamircisi Nadır
Ne Tatlıcı Rıza
Ne Deli Kemal
Ne Balıkçı Nusret
Ne İt öldüren Memet
Ne Lastikçi ayı Murat
Ne Klarnetçi Yado
Ne Karagöz Ali
Ne Eşkiya Kemal
Ne Memet Işıklı
Ne Haşim Avşar'ın oteli
Ne o güzelim Millet bahçesi
Ne Şefikler’in petrolü
Ne Kadana Zikri
Ne Tenekeci Hamit
Ne Gemo dede
Ne Necati Seferoğlu
Ne Usanmazlar
Ne sarı kamyonlu Deli Memet
Ne "Çilekeşler"in minibüsü
Ne Doktor Halis
Ne Fotoğrafçı Asım
Ne Dündar Alpaslan
Ne Haluk Ruşen
Ne Keremê Jaro
Ne Kulu Akçay
Ne Hırdavatçı Reşit
Ne Fezoyê Hîtê
Ne Timur Tekgül
Ne Kor Mecit
Ne Hurmacı Gago
Ne Hamal Binalı
Ne Akkoşlar
Ne Reşit Tırpancı
Ne Simsar Cımo
Ne Tüccar Şeşê Deli
Ne Avukat Haşim Aktaş
Ne Töb-Der'de hararetli devrim tartışmaları
Ne Meral’inin hanı
Ne Orhan Avşar'ın gazete bayisi
Ne lise yolunda İspanyol paçalı kızlar
Ne de sahil palas...
Herkes, her şey yok olup gitmişti
Sen hatırlar mısın bilmiyorum;
O zaman bir tek Erzurumlu Dadaş'ın kara çarşaflı karısı vardı.
Kimse kara çarşaf giymezdi!
Şimdiki gibi kara çarşaflılar,
cafeler, restoranlar, barlar, pavyonlar pastaneler yoktu.
Kızlarımız, kadınlarımız o zaman haftanın bir günü hamama giderdi...
Haftanın iki günü sinemaya giderdi öbek
öbek
"Ezo gelin"e ağlardı kadınlarımız.
Yılmaz Güney'i o zaman tanıdık.
Onun gibi oturur,
Onun gibi henüz terlememiş bıyıklarımızla bıyık altı gülüş yapar,
Onun gibi üzülür,
Onun gibi hırslanırdık...
Arzu Okay'ı
Feri Cansel'i
Aydemir Akbaş'ı
Seks filimleriyle o zaman tanıştık.
Delikanlılığın kitabını o zaman okuduk.
Kadir İnanır'ı, Ayhan ışığı o zaman tanıdık...
Müjde Arı,
Fatma Girik'i
Türkan Şoray'ı
Ve ağız dolusu gülmeyi,
Kemal Sunal'ı, İlyas Salman'ı, Şener Şen'i o zaman tanıdık...
Lan imansız neydi o
Karabey’in lokantasının kokusu?
Ya ciğerci İdris?
Tezek ve kömür kokusunu bastırırdı sabah çorbasının kokusu.
İçimize çekerdik açlığımızı belli etmeden.
Biz yemeğin hasını turşu ekmeği, Rizeli fırıncıdan yerdik.
Şeher ekmeği ile helvayı ilk kez orada tattık.
Ama itiraf etmeliyim ki;
Rakı o zaman da baş köşesindeydi soframızın.
Sen hatırlamazsın, abilerin bilir;
Kış aylarında çayla kanyak içerdik.
Sonra lise yolunda kız tavlamaya çıkardık
Sevgimiz bile acayip güzeldi.
Henüz kirlenmemiştik!
Henüz "söz"ün namus olduğu zamanlardı.
Yaw korktum be gazeteci kardeş
Kimse yoktu.
Hiç bir şey kalmamıştı!
"Sağ"a baktım
"Sol"a baktım
Ne Menderes Koçak
Ne Yücel Çiftçi
Ne Kığe Yener
Ne İbrahim Ekinci
Ne Naim Karadağ
Ne Kör Coşkun
Hiç kimse
Ama hiç kimse yoktu.
Öyle yalnızdım ki;
Utanmasam oturup ağlayacaktım lan.