Reklam
Bugun...
Rodi Baz ve Ardahan


RODİ BAZ Rodi Baz
nazlicanylmqzz@gmail.com
 
 

Sabah çayı, göğermiş peynir.

Ardahan’ın ayazı adamı tez aşık eder gazeteci.

Ardahan'a en son 26 yıl sonra döndüğümde eski Ardahan yoktu.

Ne ayakkabı tamircisi Nadır

Ne Tatlıcı Rıza

Ne Deli Kemal

Ne Balıkçı Nusret
Ne İt öldüren Memet

Ne Lastikçi ayı Murat

Ne Klarnetçi Yado

Ne Karagöz Ali

Ne Eşkiya Kemal

Ne Memet Işıklı

Ne Haşim Avşar'ın oteli

Ne o güzelim Millet bahçesi

Ne Şefikler’in petrolü

Ne Kadana Zikri

Ne Tenekeci Hamit

Ne Gemo dede

Ne Necati Seferoğlu

Ne Usanmazlar

Ne sarı kamyonlu Deli Memet

Ne "Çilekeşler"in minibüsü

Ne Doktor Halis

Ne Fotoğrafçı Asım

Ne Dündar Alpaslan

Ne Haluk Ruşen

Ne Keremê Jaro

Ne Kulu Akçay

Ne Hırdavatçı Reşit

Ne Fezoyê Hîtê 
Ne Timur Tekgül

Ne Kor Mecit
 
Ne Hurmacı Gago

Ne Hamal Binalı

Ne Akkoşlar

Ne Reşit Tırpancı

Ne Simsar Cımo

Ne Tüccar Şeşê Deli

Ne Avukat Haşim Aktaş

Ne Töb-Der'de hararetli devrim tartışmaları

Ne Meral’inin hanı

Ne Orhan Avşar'ın gazete bayisi

Ne lise yolunda İspanyol paçalı kızlar

Ne de sahil palas...

Herkes, her şey yok olup gitmişti

Sen hatırlar mısın bilmiyorum;
 
O zaman bir tek Erzurumlu Dadaş'ın kara çarşaflı karısı vardı.

Kimse kara çarşaf giymezdi!

Şimdiki gibi kara çarşaflılar, 
cafeler, restoranlar, barlar, pavyonlar pastaneler yoktu. 

Kızlarımız, kadınlarımız o zaman haftanın bir günü hamama giderdi...

Haftanın iki günü sinemaya giderdi öbek 
öbek

"Ezo gelin"e ağlardı kadınlarımız.

Yılmaz Güney'i o zaman tanıdık.

Onun gibi oturur, 
Onun gibi henüz terlememiş bıyıklarımızla bıyık altı gülüş yapar, 
Onun gibi üzülür, 
Onun gibi hırslanırdık...
Arzu Okay'ı
 
Feri Cansel'i
 
Aydemir Akbaş'ı

Seks filimleriyle o zaman tanıştık.

Delikanlılığın kitabını o zaman okuduk.

Kadir İnanır'ı, Ayhan ışığı o zaman tanıdık...
Müjde Arı,
Fatma Girik'i

Türkan Şoray'ı

Ve ağız dolusu gülmeyi,

Kemal Sunal'ı, İlyas Salman'ı, Şener Şen'i o zaman tanıdık...
Lan imansız neydi o 
Karabey’in lokantasının kokusu?

Ya ciğerci İdris?

Tezek ve kömür kokusunu bastırırdı sabah çorbasının kokusu.

İçimize çekerdik açlığımızı belli etmeden.
Biz yemeğin hasını turşu ekmeği, Rizeli fırıncıdan yerdik.

Şeher ekmeği ile helvayı ilk kez orada tattık.

Ama itiraf etmeliyim ki; 
Rakı o zaman da baş köşesindeydi soframızın.

Sen hatırlamazsın, abilerin bilir;

Kış aylarında çayla kanyak içerdik.

Sonra lise yolunda kız tavlamaya çıkardık

Sevgimiz bile acayip güzeldi.

Henüz kirlenmemiştik!

Henüz "söz"ün namus olduğu zamanlardı.
Yaw korktum be gazeteci kardeş

Kimse yoktu.

Hiç bir şey kalmamıştı!

"Sağ"a baktım

"Sol"a baktım

Ne Menderes Koçak

Ne Yücel Çiftçi

Ne Kığe Yener

Ne İbrahim Ekinci

Ne Naim Karadağ

Ne Kör Coşkun

Hiç kimse

Ama hiç kimse yoktu.

Öyle yalnızdım ki;

Utanmasam oturup ağlayacaktım lan.



Bu yazı 1488 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

YouTube ArdahanTV Kanalımızı İzliyor musunuz?


YUKARI