Aylardır kamuoyunu yakinen ilgilendiren en güncel tartışma konuların başında, millet ittifakının Cumhurbaşkanı adayı kim olacak tartışması ile ilgili araştırmaların yapılması geliyor.

Kamuoyu araştırma şirketleri de doğal olarak her ay bu konuda seçmen eğilimlerini yansıtan araştırma sonuçları yayınlıyor.
İktidara yakın TV kanallarında da yegâne tartışma konusu, Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı kim olacak konusu işleniyor. Genel olarak da Ankara ve İstanbul Belediye Başkanlarının isimleri öne çıkarılarak tartışma yapıyorlar.

Cumhurbaşkanı seçimlerine bugün bakarsanız en az 2 yıl var…

Bana sorarsanız iktidarın yönlendirmesi ile yapılan bu tartışmaların altında bir hinlik gözüküyor. Buna en güzel yanıtı da bir TV programında, cumhurbaşkanı adayı olacak mısınız sorusuna Mansur Yavaş, “Sayın genel başkanların (Kılıçdaroğlu ve Akşener) mutabık kaldığı bir konu var, bu sistem konusu. Başkanlık sisteminin işlemediğini iktidar da görüyor. Şimdi yeni bir sistem konuşuluyor. Bu sistemde Cumhurbaşkanlığı’ndaki ismin hiçbir önemi yok. Ben Cumhurbaşkanı isminin çok önemli olmadığını düşünüyorum. Sayın Genel Başkan beni parti içindeki bir sürü muhalefete rağmen aday yaptı. Gururum okşanıyor ama motivasyonum bozuluyor. Başkanlar net söylüyor, ‘Günü gelince Millet İttifakı olarak karar vereceğiz’ diyor.

Benim tek odaklandığım Ankara’nın yüzde 100’ünü memnun etmeye çalışmak. Doğmadık bebeğe don biçmemek lazım.” Diyerek doğru bir yanıt veriyor.

Kısaca söylemek gerekirse bu tartışmaların arkasında, adayları tartışarak ittifakın içinde çatlak yaratmak düşüncesi var.

Hatta CHP’de aday çokluğu üzerinden çatışma çıkarmak, parti içinde bir kargaşa yaratmak peşindeler. Ayrıca gizli planları da Ankara veya İstanbul Belediye başkanlarını istifa ettirip, pirince giderken onları evdeki bulgurdan olmasını sağlamak ve Ankara ya da İstanbul belediyelerini meclis çoğunluğu nedeniyle ele geçirmek.

Uyanıklığa bak, sözde bir taşla iki kuş vuracaklar.

Bu konuda haberpi internet sitesinde açıklama yapan CHP Kocaeli eşli Milletvekili Prof. Hurşit Güneş’in dediği gibi, “kiminle kazanılır” diye bir tartışma olmaz. “Kim o mevkide ülkeye daha iyi hizmet eder” diye bir arayış olur. Aksi olsaydı, İstanbul yerel seçimler öncesi anketlere göre İmamoğlu ilk sıralarda gözükmüyordu. Ama Kılıçdaroğlu onu en isabetli aday olduğunu düşündü ve haklı çıktı.
Sonuç olarak millet ittifakı bu kötü gidişe dur demek için dostlarıyla birlikte kenetlenerek amaçlarının tek adam diktatörlüğünden ülkeyi kurtarmaktır.

Burada isimlerin ve adayın kim olacağının bir önemi yoktur.

Merak edenler devam etsin:)