Ardahan’da yaşanan hayvan hırsızlıklarına bir türlü çare bulunamıyor.
Onca güvenlik görevlisinin bulunduğu Ardahan’da kos koca hayvanalrın nasıl olup bir anda ortada kayıp olduğunu merak eden Ardahanlılar bu önemli sorunun sadece bir iki hırsızın işi değil geniş çaplı bir çete tarafından yapıldığına inanmakta..
Çünkü onca hayvanın çalınmasına karşı bulunamaması bu çetenin varlığını da açık açık ortaya koymakta.
Şu an Erzurum Valisi olan Seyfettin Azizoğlu’nun ilk kez Ardahan’da başlattığı, hükümetin yeni bir uyarı ile ülke geneline yaydığı ‘Valilerin Halk Günü’ toplantılarına başkanlık edecek olan Ardahanımızın mütevazi ve saygın Valisi Sayın İbrahim Öz efe’nin bu konuda halkı dinleyip, bir ekip kuracağına olan inancımızla deriz ki bu çetenin kuyruğu kimdeyse hemen ve mutlaka koparılmalıdır..
Çünkü her çalınan ve her hırsızlık olayı vatandaşın güvenliğinden sorumlu olan güvenlik güçlerine eksi puan olarak yazılmaktadır..
Şimdi buradan bir kez daha sesleniyor ve soruyorum Jandarmaya, Polise ve de İstihbarata..
Nerede bugüne kadar çalınan hayvanlar?..
Ardahan’da yaşanan onca hırsızlığın kaçı çözüldü?..
Bundan sonra ne gibi önlemler alınacak..
Bu konuda kamuoyuna kimse bilgi verecek mi?
**Ardahan Öyle Tanıtılmaz..
‘Bende KAI ve KAISİAD’lara karşıyım’ deyip, bu adla kurulu içi boş ve Ardahan’ı gölgeleyen oluşumların gölgesinde kurtulamayanların başında olduğu Ardahan’ın nasıl tanıtılıp, bu ülkenin Kafskaslara ve Karadeniz’e komşu stratejik bir vilayeti olduğunu anlatacağız?..
Bu vilayetin plakasının 75 olduğunu daha bilmeyen diğer illerde yaşayan insanların ‘75 Nerenin?’ diye sorduğu bir Ardahan’ı tanıtmakta ve en önemlisi Iğdır gibi Kars’ın vede Karslının gölgesinde kurtamak için hiç bir çabayı ortaya koymaktan aciz olanlar Çıldır Gölü, Aktaş ve Posof höllerine sahip bir Ardahan’ı nasıl tek başına bir vilayet olduğunu, Gürcistan’ın yanı sıra Ermenistan’a komşu sınır, serhat bir kent olduğunu kendine hasa gelenek, görenekleri olduğunu anlatacağız diye niye düşünmezler?
Bilemiyor anlayamıyor, Ardahan ve Şeytan Kalesini unutup, Kars’ın kalesini logo yapanların çatısı altında ne diye gezer dolaşırız..
İşte son örneği dün gazeteci Fakir Yılmaz’ın öğrendiği ve Ardahan Belediye Başkanının ‘Bende KAI ve KAISİAD’lara karşıyım’ dediğini öğrenirken aynı başkanın geçtiğimiz günlerde KAISİAD çadırında bizde varız çabası içinde olduğunu görüyor, izliyor, üzülüyorduk..
Çünkü onca Karslının ve diğer kentlerin arasında Ardahan’ın tanıtmakta bir hayli zorlandığını anlamıyordu..
**Muhataplar arasında biz varmıyız?
Akil Adamları bir araya getirip, Barş sürecini başlatan anlayış, şimdi yeni bir yol daha çizmiş..
Önce haberini, okuyalım;
Kürt sorununun çözümü konusunda kendisine 'yeni muhataplar' arayan hükümet, Cumhurbaşkanlığı'nın başlattığı 'kanaat önderleri' toplantılarının ardından 380 kişilik liste çıkardı.
Hükümet, Kürt nüfusun sorunlarının çözümü konusunda kendisine 'yeni muhataplar' arıyor. Cumhurbaşkanlığı'nın bir süre önce başlattığı 'bölgenin kanaat önderleriyle bir araya gelme' toplantılarının ardından, sorunların çözümünde düzenli görüşmeler yapılacak 380 kişilik liste yapıldı.
'KANAAT ÖNDERLERİ' PROJESİ
Bölge halkının sorunlarının çözümünde, devletle aralarında köprü oluşturacak yeni bir mekanizma kurmak isteyen hükümet, bu konuda art arda toplantılar yaptı. AK Parti Merkez Yönetim Kurulu (MYK) da son iki toplantısını bu konuya ayırdı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, 27 Ekim'de yaptığı 'kanaat önderleri' toplantısından çıkan sonuçlar da MYK'da değerlendirildi.
Ve bunların arasında ‘380 YENİ MUHATAP! ARALARINDA HDP'YE YAKIN İSİMLER DE VA’ diye devam eden haberi okurken bu 380 kişi arasında acaba vizde varmıyız diye merak etmedim değil..
Çünkü HDP ve onun akilleri de bizlere sormadan hareket etmişti..
Her il için ayrı belirlenen isimlerin bulunduğu toplam 380 'yeni muhataba', bölge sorunlarının çözümü ve devletle olan bağlarının kopmaması için neler yapılması gerektiği soruluyor. Bu isimlerin bir kısmının HDP'ye yakın olduğu ve HDP'lilerle kesilen diyaloğun yarattığı boşluğu dolduracağı iddia ediliyor. Yeni isimlerin, Kürtlerin sözcülüğünü yapacak yeni muhataplar olmasının planlandığı belirtiliyor.
**Bu nasıl bir şey?..
Kimi yurduna gelmek, ondan ayrılmamak için uğraşırken kimi doğduğu topraklarla övünüp, yıllarca sıla hasreti içinde olduğunu belirtip, ağlayıp, gözyaşı döküp sonra da gel git topraklarına denildiğinde gelmez, beğenmez..
Evet anladınız..
Senden, benden daha çok Türk kesilip, Türkiye’nin hem de ata/dedesinin doğduğu topraklara gelmeyen Ahıskalılardan bahsediyorum..
Bulgar göçmeni diye adlandırılanların Bulgaristan’ın zulmünde kaçıp, gelirlerken Ankara’ya yada Antalya’ya gitmeyip, Bulgaris’tan a yakın ata/dede topraklarını seçerlerken Ahıskalılar niye her gün boşanan Posof’a, Ardahan’a gelmezler diye sormak gerekmez mi?
Bilmem ama bu yönde bakıldığında hıng/mıngların havada uçuştuğunu hatta bu yönde bakanların art niyetli, yetmedi Ahıskalı düşmanı ilan edildiğininde bilenlerdeniz..
Halbuki vatan-millet-sakarya hatta Osmanlı Aslanı diye kendini yutturanların vatan sevgilerinin de ne kadar olduğunu ortaya koyan bu davranış ve tutumunda masaya yatırılması gerekir diye düşünürken bu yönde çabalayanların da çabalarının boşa çıktığına da şahit olmaktayız..
Çünkü Ahıskalıların sürgün edildiği toprakların Ardahan ve Ardahan’a yakın, sınır Ahıska olduğunu buraları beğenmeyen Ahıskalılara birileri anlatıp, bu nasıl bir şey demeli değil mi?