Adam devletin en üst makamlarına kadar çıktıktan sonra unuttuğu Ardahan’ı, Ardahan'lıyı tanımazdan gelir, ama anasının, babasının cenazesini kaldırınca da Ardahanlılardan yarım ve sevap bekler..
Adam paralanıp, pullanır, Ardahan’ı ve Ardahan'lıyı aşağılarken onu oraya taşıyanın Ardahan ve Ardahanlı olduğunu unutuverir..
Adam adam olunca adamlığını unuttuğu gibi Ardahan ve Ardahan'lıyı unutur..
Kader mi bilinmez ama Ardahan’ın şansıda bu sanırım..
Ve en önemlisi bu adamlar emekli olunca, yalanız kalınca kendilerinin Ardahanlı olduğunu hatırlar ve gelip, Ardahan adına koşturanların baş masalarına oturuverirler..
Ve adam kendini adam olarak sahiplenilmesini ister, hatta vekil edilmesini, belediye başkanı, meclis üyesi edilmesini beklerler..
Ardahanlı ünlüler adını koyduğumuz bu şahsiyetlerin en sonuncusu da ‘Kardeşim beni arayıp, sormayın, beni sevseydiniz Esenyurt’ta belediye başkanı yapardınız’ diyen doktor oldu..
İstanbul’un elit ilçelerinde olan Bakırköy’de başkan dediğimiz ve halende sevdiğimiz bu Ardahanlının bu davranışı karşısında şoke olurken, kendisinin bu davranışının nedenlerinin sebebine de bakmak gerekir diye düşünüyorum..
Çünkü Ardahanlıyım deyip, Ardahanlıya sahip çıkmayan bir toplumunda olduğunu bilmek ve bu konuda da bir şeyler yapmak gerekir. İstanbul’da kanayan diğer bir yarada Ardahanlıyım deyip, bir birine sahip çıkmayan Ardahanlılar sorunudur..
**Bir şeyler oluyor gibi..
Ardahan Dernekler Federasyonun çalışmaları diğer dernekleri tetiklediğini gördüğümüz şu günlerde sanki bir şeyler anlaşılıyor gibi..
ARDA/FED’in vverdiği enerji ile Ardahan Lobisi olarak bilinen ekiplerin hummalı bir çalışma sürdürdüğünü görüp, umutlanırken bu şevkin devamı için herkese görev düştüğünü de belirtmekte fayda var..
İnat Hikayelerini andıran davranışların hiç bir kimseye fayda getirmeyeceği gibi her geçen gün artarak devam eden göç yarasıyla kan kaybı yaşayan Ardahan’a da katkı sağlamayacağını da anlamak ve buna göre adım atmak gerekir diye düşünüyorum..
Bakı işte olma denilen ve adeta sönmüş bir kor’a dönüşen Ardahan lobisinin küçük bir iki güzel aktivite ile yeniden alevlendiğine şahit oluyoruz.
Demek ki yapıldığında oluyormuş denilen güzel işlerin daha da güzel olması için ve en önemlisi Ardahan vede Ardahanlılara fayda sağlaması için her Ardahan sevdalısın el ele verip, birlikte çalışmasının şart olduğunu anlamak kadar basit bir şey yok..
Hepimizin Ardahan denildiğinde daha iyisini yapma istemlerini bir araya getirip, büyük bir enerjiye çevirmek için hiç bir şeyin mana edilmemesi gerektiğinin de altını bir kez daha çizerken başta Köksoy’un ‘Göç, güç oldu’ dediği İstanbul’da olmak üzere ülkenin her yerinde bulunan Ardahanlıların bir şeyler olması için elinde geleni ardına koymamalı..
