600 Bin Ardahanlının yaşadığı İstanbul’da güçlü bir Ardahan Lobisi oluşturma çabası ortaya koyan Ardahan Dernekler Federasyonu, İstanbul’da sonra Ardahan’da da düzenlediği toplantılarla Ardahanlıların birlikteliğinin mutlaka gerçekleşmesi gerektiğini bir kez daha bizlere hatırlattı.
Ülkenin en hızlı göç veren illerinin başında gelen Ardahan’ın kayıp ettiği kan kaybının önüne geçilmesinin Ardahanlıların birlikteliğinin şart olduğunu anlatmaya çalışan ve son olarak Hoçvan Gölgeli (Korgeli) köyü derneğini de çatısı altına alan Ardahan Dernekler Federasyonunun bu yönde ki çabasını taktir edip, uzaktan seyredenleri de görmekteyiz.
Halbuki bu önemli çalışmaların Ardahan kadar kendileri içinde çok önemli bir çalışma olduğunu anlaması gerekenlerin ARDA/FED’e el atıp, son aylarda ortaya koyduğu önemi performansına destek olmalıdırlar..
Çünkü yıllardır yapılan ama topluma bir şey vermeyen dernekçilik anlayışını adeta elinin tersiyle yıkan ve 600 bin Ardahanlının yaşadığı söylenen İstanbul’un ekonomisini elinde tutan İSO ve İTO gibi önemli kuruluşları ziyaret edip, İstanbul’un olduğu gibi ülkenin ekonomisinin elinde tutanları Ardahan’a davet eden, İstanbul’da ki Ardahanlılara bu iki önemli kapıyı açan Ardahan Dernekler Federasyonun çabaları yabana atılacak çabalar değil..
Bu çabaları anlamak, algılamak ve de gerekli desteği sunmak için kendilerine düşen görevi yerine getirmesi gerekenlerin başında bu yazıyı okuyanlar ve ‘Evet Ardahan için bede varım’ diyenlerdir..

**Unutturmayacağız..

‘Ardahan’a havaalanı ne gerek var, önce yolları bitirelim’ diyenlerin bir adım yol ileri gitmediği Ardahan’a havaalanı istemini unutturmamak gerekir..
Çünkü bu kentin iki ülkeye komşu, ülkenin Kafkaslara, Doğu Anadolu Bölgesinin Karadeniz’e açılan kapısı olduğunu ve sahip olduğu iki gümrük kapısı ile havaalanını hak ettiğini her Ardahanlıyım diyen unutmamalı, unutturmamalıdır..
Çünkü bu kentin gün geçtikçe göç ettiğini, havaalanının bu gidişleri bir nebze durduracak bir yatırım olduğuna inanıyor ve havalanının Ardahan’ı Kafkasyaların gerçek anlamda merekezi yapacağını biliyoruz.. 

**Bir Mayıs Bankamatikleri..

Bugünkü yazımızın başlığı 1 Mayıs olacaktı..
Ve emekleri ile çalışan, alın terleri ile evlerine bir ekmek götüren işçilerin bayramından bahsedecektim..
Sömürge, baskı, yasaklara karşı direndikleri için öldürülen, ölen, işkence hanelerde eziyet görüp, zindanlarda kalanlardan söz edecektim..
Ve gerçek anlamda işçilerin sıkıntılarından bahsedecektim..
Ağa sendikacılığının çürüttüğü, sistemin kendisini ezdiğini fark edemeyen iş kollarından söz edecekken Göle’de gelen bir fotoğraf bir anda yazımızın başlığını da, konumuzu da değiştirdi..
Çünkü gelen fotoğrafa baktığımız da İŞ/KUR arcılığıyla işçi olanların işe gitmeden nasıl bankamatik işçisi olduklarını bu kez kanıtıyla görüyor hem gülüyor, hem de üzülüyorduk..
Buna neden ise iki banka şubesinin olduğu Göle’de çay bahçesine duvar olan Bankamatiklerdi..
Yani iki banka şubesi olan ilçede değil Göle’de Ardahan'ın sınırları içinde bulunmayan bankaların bankamatikleri başta İŞ/KUR tarafınca işe alındığı söylenenlerin olmak üzere bankamatikten para çekiyordu, hem de zahmet etmeden..

**Bu yaz yazılacak mı?

İki gümrük kapısı olan, BTC/Botaş’tan sonra TANAP gibi önemli petrol ve doğal gaz boru hatlarını geçtiği, hayvancılığı bir çok vilayette önde olan, doğasıyla başta yayla turizmine göz kırpan, tarihi eserleri turizm yoluyla katılmayı bekleyen, iki ülkeye komşu olan Ardahan’ın bu yazı da yazılacak mı?
Yani yılardır beklenen yatırımlar gerçekleşecek mi?
Yoksa yazı kara geldi denilip, bu yılı da kayıp bir yılllara mı ekleyecek?..
Bilmem ama bu yaz yazılacak mı, bekleyip göreceğiz..