Başta Suriye’den olmak üzere Ortadoğu bataklığından kaçıp, Avrupa’ya sığınmak isteyenlerin Türkiye’de tutulması için iktidara para ve güneyde ki operasyonlara sessiz kalmakla rüşvet veren AB iktidarlarının gerek Ortadoğu’da, gerek ise Türkiye’de yaşanan katliamlara ortak olduğu bir kez daha kanıtlanmış oldu.
Ardahan’ın da göç ettiği şu günlerde yıllardır yaşanan çatışmalardan kaçan insanların gelip, huzurlarını bozmaması için para ve katliamlara karşı sessiz kalmak şartıyla TÜrkiye’ye para veren Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkelerin tüm dünya da olduğu gibi bu bölgede patlayan silahların sahibi olması ise ayrı bir acı olay..
AB’nin bu iki yüzlü politikası karşısında ülkenin iktidarının para ve güneyde ki operasyonlar karşılığında sessiz kalması karşılığında aldığı paraya ne demek gerek..
Kanlı Nigar mı?, Yoksa Kanlı para mı? desek..
Bilmem ama gerek AB’nin gerek ise ülkenin iktidarı akan kanı ekonomi adı altında kapatma girişimi olarakta değerlendirilebilecek şu günlerde yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıya olan ülkenin içinde de göç hızla devam ediyor..
Ortadoğu’dan batıya, Doğu’dan ise batıya devam eden göçün nasıl bir sonuçla, kimi hangi iktidarı boğacağını merak ederken, umut yolculuğunda denizlerde boğulan onca çocuk, patlayan onca mermi ile ölen insanların hesabının ne zaman, kime sorulacağı da bilinmez kara, kanlı paralar yüzünden..
**Ardahanlı Ünlüler..
Adam devletin en üst makamlarına kadar çıktıktan sonra unuttuğu Ardahan’ı, Ardahan'lıyı tanımazdan gelir, ama anasının, babasının cenazesini kaldırınca da Ardahanlılardan yarım ve sevap bekler..
Adam paralanıp, pullanır, Ardahan’ı ve Ardahan'lıyı aşağılarken onu oraya taşıyanın Ardahan ve Ardahanlı olduğunu unutuverir..
Adam adam olunca adamlığını unuttuğu gibi Ardahan ve Ardahan'lıyı unutur..
Kader mi bilinmez ama Ardahan’ın şansıda bu sanırım..
Ve en önemlisi bu adamlar emekli olunca, yalanız kalınca kendilerinin Ardahanlı olduğunu hatırlar ve gelip, Ardahan adına koşturanların baş masalarına oturuverirler..
Ve adam kendini adam olarak sahiplenilmesini ister, hatta vekil edilmesini, belediye başkanı, meclis üyesi edilmesini beklerler..
Ardahanlı ünlüler adını koyduğumuz bu şahsiyetlerin en sonuncusu da ‘Kardeşim beni arayıp, sormayın, beni sevseydiniz Esenyurt’ta belediye başkanı yapardınız’ diyen doktor oldu..
İstanbul’un elit ilçelerinde olan Bakırköy’de başkan dediğimiz ve halende sevdiğimiz bu Ardahanlının bu davranışı karşısında şoke olurken, kendisinin bu davranışının nedenlerinin sebebine de bakmak gerekir diye düşünüyorum..
Çünkü Ardahanlıyım deyip, Ardahanlıya sahip çıkmayan bir toplumunda olduğunu bilmek ve bu konuda da bir şeyler yapmak gerekir. İstanbul’da kanayan diğer bir yarada Ardahanlıyım deyip, bir birine sahip çıkmayan Ardahanlılar sorunudur..