İnsanoğlunun varoluşundan bu yana onlara liderlik eden ve onlarla birlikte çok başarıya başarı katan insanların içinde yer alan ülkemiz kurucusu Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 77. yıl dönümü bugün..
Oğlum Doğu’nun da 25. yaş dönümü olan bugün benim için çok anlamlı.
Biri şu an sınırları içinde demokrasinin tüm işlevleriyle işlemesi, barışın ve kardeşliğini cumhuriyetin ilk yıllarında ki gibi yeniden yeşermesi için mücadele ettiğimiz ülkemizin kurucusunun aramızdan 77. yıl önce ayrılmasına karşın hala yaşamasıdır..
Bir diğeri de oğlum Doğu’nun bana verdiği yaşam enerjimdir..
Liderliğin tüm özelliklerin üzerinde toplayan ve bugün 25 yaşına gelen oğlum gibi gençlere teslim ettiği cumhuriyet ile hala yaşayan Atatürk’ün bir çoğumuzun kalbinde olan yeri ne günü birlik siyaset yaparak, Atatürk üzerinden politika yapanlarda, nede dün yok sayıp, bugün 90 derece bir virajla yalandan sahiplenenlerde vardır..
Çünkü Atatürk’ün yada diğer önemli liderlerin liderliğine heveslenenlerin bu ülke de gerek onun bıraktığı miraslara gerek ise gençlere teslim ettim dediği ülkeye bakmak yeterli..
Anaların yeniden ağladığı, kara haberlerin gelmeye devam ettiği, işsizliğin siyasilerin elinde bulunan İş-Kurlara çözülmeye çalışıldığı, doğanın HES’lere teslim edildiği bir ülkede liderliğini görmüyor değiliz..
Lider olmanın halkının yanında olan, onun sırtına binip, rantlarına rant katmak olmadığını anlamayanların Atatürk’ün, ‘Basın Hürdür, Sansür Edilemez’ sözünü de günü birlik gazeteci tutuklamalarıyla, medya kayyumlar atama ile olamayacağını anlamadığı ülkemde onu anarken, bugün 25 ine basan oğlum gibi gençlere ne kadar sahip çıkıldığında gencecik insanları, açtıkları 6 bin kişilik polis kadrosuna alıp, kurmak istedikleri polis ülkesiyle de anlamıyor değiliz..
Evet bugün 10 Kasım..
Bugün Atatürk’ün aramızdan ayrılışının ama hala yaşadığı 77. yıl dönümü..