Meyve ve Sebzenin tekel konumunda olanlardan elde edildiği Ardahan’da artık patatesin bile yetiştirilmediğini söylesem birileri ‘Yok canım o kadar da değil’ derler mi bilmem ama arsa yetiştiren patatesi ekenlerin de Ardahanlı olmadığını da söylemek gerekir..
Çünkü sütü bakkaldan, kırmızı eti değil beyaz eti tüketen, köyde bile kömür yakan Ardahanlıların bunu yaparken modernleştiğini sananlar başta Posof ve Çıldır’da ki meye ve sebze bahçelerinden de bi haber olduklarını da biliyorum..
Kura Nehrinin nerede doğup, nereye aktığını bilmeyenlerin, Çıldır ve Aktaş gibi önemli göllere sahip olan Ardahan’da bu gölleri, akarsuları bir güne bir gün görmeyenlerin, Hanaklı olup, Göle’yi görmeyenler, Hoçanlı olup, Kısır dağının arkasında bulunan Çıldır gölüne bir güne bir gün girmeyenlerin Çıldır’ın Kurtkale, Posof’un Cilvanasında, Badelesinde meyve ve sebze bahçelerinin olup, olmadığını nereden bilecekler ki?..
Evet, Ardahan’ın hazineleri olarak değerlendirdiğimiz onca değeri görmeyip, ya eski adıyla bekçilik olan güvenlik elamanı yada göç edip, metropollerin keşmekeşi arasında kayıp olan Ardahanlılar bilir misiniz hazinenin elinizin altında olduğunu?..