Bir dönem de iş yerimin komşusu olan Zeynep’in öldüldüğünü duyunca şok olup, yerimde kala kaldım..
Kendisi gibi güzel arkadaşlığına mı, yürekli bir iş kadın oluşuna mı, yoksa erkeklerin göz kırpmadan öldürdüğü onca kadına mı ağlayayım diye düşünürken ikinci şoku tek suçu Zeynep’in aracında olan bir öğrencisini de olayda hayatını kayıp ettiğini öğreniyordum.
Ve bu iki kadını öldüren erkeği de yakından tanıdığım, banka ve diğer resmi kurumlarda sık sık rastladığım, ve ‘Abi senle ben bankada, resmi dairelerde kurtulamayacak mıyız?’ diyerek takıldığım Ersoy’mu diyebiliyordum..
Trafik cinayetlerinde olduğu gibi Kadın cinayetinde dünyada ilk sıralarda olan ülkemin sınır vilayetinde de iki kadın öldürülmüş, adına da hemen bir şeyler konulmuştu..
Yani onca intihar eden kadın, gelin, kızın tartışılmadığı ülkemde olduğu gibi Ardahan’da da iki kadın hunharca öldürülmüşse de arkasında takılan kulplar Ersoy’un sıktığı kurşunlardan daha beter kurşunlardı..
Ve yine kadın, ve yine cinayet deyip denilen bu olay ve diğerleri yine unutulacak, yine tartışılmayacak, nedenleri tartışılmayacak..