Dün, Altılı Masa’nın Beşinci Zirve toplantısı vardı.

Bu kez Masa, İyi Parti ev sahipliğinde toplandı. Cumhurbaşkanı adayı ile ilgili açıklama yine yapılmadı. Gerçi, zirveden önce basına servis edilen bilgi notlarında, adayın bir sonraki hafta açıklanacağı da belirtilmişti.

Rus klasiklerinden hangisinde okumuştum hatırlamıyorum –‘ Gorki'nin Ana’sı olabilir- “Hiçbir şey yapamayanlar toplantı yapar” diye bir söz vardı.

Bir sonraki zirvede açıklanacak olan cumhurbaşkanı adayına göre, bu sözü test edeceğiz. Testin sonucu da cumhurbaşkanı adayının kim olduğu belirleyecek. Adayın gücüne göre, zirvenin hiçbir şey yapmadan toplantı yaptığına ya da gerçekten bir şey yaptığına karar vereceğiz.

Ama zirveden daha önemlisi, dün HDP’nin küçük çapta bir olay da çıkan 5'nci Olağan Kongresi'nde, yeniden eş genel başkan seçilen Mithat Sancar’ın ittifaka dair yaptığı açıklamalar idi.

Mithat Sancar, ‘Demokrasi İttifakı’nı inşa etmeye başladıklarını söyledi.

Bunun kadar önemli bir başka sözü de, HDP’nin nehri geçmek için bir köprü olmayacağına dair şu açıklamaları oldu:

"Herkes şunu çok iyi bilmelidir ki HDP, salt nehri geçmek üzere yapılan hiçbir siyasi hesapta köprü olmayacaktır. Bizler 'Başka bir yol var' diyoruz. O yol da HDP’nin kararlılıkla savunduğu üçüncü yoldur. Bu da tüm demokrasi güçleriyle birlikte yol alacağımız Türkiye'nin demokrasi ittifakı dediğimiz demokratik ittifaktır."

Bugüne kadar, ittifaklar ve masa üzerinden yapılan değerlendirmeler, HDP’nin hangi tarafta yer alsa belirleyici olacağı üzerineydi.

HDP de köprüden çıkış biletini vermedi. Peki, şimdi ne olacak? HDP’nin bu kararı kime yarar sağlayacak?

KADIN YOKSULLUĞU MU? EMİN MİSİNİZ?

HDP’nin 5’inci Olağan Kongresi’nde Pervin Buldan da yeniden eş genel başkan seçildi. Buldan, kürsüden yaptığı konuşmasında, “Ekonomik kaynaklarını yağmacıların elinden çıkartan, halkların hizmetine sokulması için değişim gücünü sonuna kadar kullanacağız. Herkesin hakça bölüştüğü, emeğinin karşılığını aldığı, üretenin emekçinin söz sahibi ve karar sahibi olduğu, kadın yoksulluğunun son bulduğu, müreffeh bir ülkeyi ve sosyal devleti, sosyal adaleti hep birlikte temsil edeceğiz.” dedi.

Sayın Buldan, sözcüsü olduğunuzu savunduğunuz bölgede, partinizin belediye başkanlığı yaptığı dönemlerde dahî kadınlar yoksuldu.

Kayyım atanan birkaç belediyede kurulan özellikle tekstil atölyeleri ile kadınların evden çıktığı ve çalışmaya başladığının farkında mısınız?

Kayyım sistemi demokratik bakımdan olumlu değildir evet de, kadın yoksulluğunu bitirmek için partiniz atölye ve eğitim çalışmaları dışında somut sonuca ulaşacak ne yapmıştır bölgede?

Benim bölgede bizzat gözlemlediğime göre, partiniz kadın yoksulluğunu bitirmek ister gibi görünmüyor. Hatta bizzat bunu siyaset malzemesi haline getirip, politikasını sürdürebilir halde tutuyor. Ve yine hatta, kürsüden yaptığınız konuşmalar, kadın yoksulluğu biterse varlık nedeniniz de ortadan kalkacağı havasını estiriyor.

Romantizm şiddet içerir.

Kadın yoksulluğu varsa otomatikman siyaset malzemesi edeceğiniz konu da vardır.

Bu yoksulluğu ortadan kaldırdığınızda var oluş nedeniniz de ortadan kalkar.

Başı bağlı, ağıt yakan kadınlar üzerinden siyaset romantiktir ama kadınların yoksulluğuna çözüm bulunmadığı için şiddeti sürdürülebilir kılar.  

Ben cümleden sadece ‘kadın yoksulluğu’ kısmını cımbızladım, geri kalan ‘siyaset malzemeleri’ni aynı şekilde uyarlayabilirsiniz.