Geçen hafta AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, partisinin oylarına ilişkin, yüzde 34-36 bandını işaret etmişti.
Dün akşam da AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, AK Parti’nin oyunun yüzde 37’nin altına hiç düşmediğini ifade etti.
AK Parti seçmeninde ekonomik gidişatla alâkalı olarak zaman zaman kırılmalar oluştuğunu da söyleyen Özhaseki, “Çok şükür oyumuz yüzde 37’lerin altına hiç düşmedi. Yüzde 37 ile yüzde 43-44 bandı arasında gidip gelen bir oyumuz var. Bize kızan seçmen kenarda, kararsızda bekliyor. Bir başka partiyi tercih etmiyor." dedi.
Özhaseki’nin ekonomik gidişata dair sözleri, merhum Süleyman Demirel’in, “Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur.” sözlerini akla getiriyor.
Ancak Özhaseki, ekonomik gidişata rağmen oy potansiyellerinin yüzde 37’nin altına düşmeyeceğini belirtiyor.
Yani hem ekonomik gidişata dair bir kabullenme var hem de bir yandan yüzde 37’lik seçmen kitlesinden her halûkarda emin olunduğuna dair bir işaret bu sözler.
Özhaseki’nin, ekonomik gidişattan dolayı kendisine kızan seçmenin kararsız kitleye dönüştüğü yorumuna katılıyorum.
Yüzde 34 mü, 37 mi net olarak bilmemekle birlikte, bu rakamlar da bana çevremde görüp dinlediklerimin bir kanıtı gibi görünüyor.
Ancak, geri kalan kararsız kitlenin geri dönüp dönmeyeceği konusunda emin değilim.
Birkaç ay önce olsa idi ben de geri döner diyebilirdim ama şu anda belirleyici olan bana göre, muhalefet partilerinin bu ekonomik gidişat üzerine yapacakları son rövanşları olacak.
Örneğin, Özhaseki’nin kendi memleketinde yakın zamanda yapılan bir ankette DEVA Partisi’nin oyu yüzde 6 olarak konuşulmuştu.
Kayseri kulislerinde konuşulan bu anketi, geçmişte merkez ilçelerden birinde belediye başkanlığı yapmış AK Partili bir isim yaptırdı.
Diğer partilerden ziyade DEVA’nın yüzde 6’lık ve aslında ilk etapta bakıldığında çok da bir şey ifade etmeyen oy oranının diğerlerine göre daha fazla dile gelmesinin nedeni ise, DEVA’nın Kayseri’de kısa zamanda 3 başkan değiştirmesi, yönetim ve örgütlenme sıkıntıları yaşaması idi.
Kayseri’de çok sancılı doğan, henüz sahada adı bile olmayan, halihazırda 16 ilçeden 8’ine il başkanı atamış ve 6’sında kongreye gitmiş bir partinin oy oranı olarak karşımıza çıkan yüzde 6, bu şartlar düşünüldüğünde daha kayda değer görülüyor.
Üstelik bu anket yapıldığında DEVA Genel Başkanı Ali Babacan halâ Kayseri’ye teşrif etmemişti.
Bir tek DEVA üzerinden sonuç çıkarmak elbette ne mümkün ne de gerçekçi olur.
Ancak son dönemdeki ekonomik gidişatın, Özhaseki’nin kendisinin de ifade ettiği üzere AK Parti’nin kemik kitlesi dışındaki kararsız kitleye kan kaybettirdiği de aşikâr.
Ancak yine söylüyorum; kararsız kitlenin tutumunu ekonomik gidişattan da çok muhalefetin tutumu belirleyecek yine de bana göre.
“Faturamı ödemeyeceğim.” şeklindeki söylemler her ne kadar kısa süreli heyecan rüzgarı estirse de, Türk seçmeninin oy verirken garantici davrandığını da göz ardı etmemek lazım.
Özellikle iş insanları ve esnaflar üzerinden düşünerek konuştuğumda, muhalefete olan güvensizlikten dolayı yine de iktidar partisi dediklerini biliyoruz.
Bu kesim için popülist söylemlerin dışında rakamların önemli olduğunu da…
CHP –bana göre- her zamanki gibi kadrolu muhalefet psikolojisinden sıyrılamadığı için bu rüzgârı arkasına alamayacak benim gözümde.
Gelecek Partisi’nin çok kemik bir oyu var, onun dışına çıkabileceğini düşünmüyorum.
Saadet Partisi geçen seçimde kitlesini esnetebileceği en uzak noktaya getirdi yine bence.
İYİ Parti konusunda ise seçmenin kafası karıştı son dönemde. Bu nedenle kararsızlardan gelecek oyun çok sınırlı sayıdaki milliyetçi kanattan geleceğini düşünüyorum.
DEVA’da Ali Babacan adı, yine Özhaseki’nin ifade ettiği gibi ekonomik gidişattan dolayı seçmen gözünde kafa karıştırmıyor değil ama DEVA’nın örgütlenme konusundaki yavaş tavrı ve örgütlenmedeki sıkıntıları kendi bindikleri dalı kendilerinin kesmesine neden olacak gibi.
Bülten TV olarak yayın yaptığımız Doğu Anadolu’ya baktığımda ise bir önceki seçime göre HDP aleyhine ve çok küçük de olsa İYİ Parti lehine bir miktar daha büyük olabilecek bazı oynamalar dışında çok bir şeyin değişmeyeceğini düşünüyorum.
Ahlatlıbel Buluşması’na gelince… Muhalefet için bana göre de bir kazanım olan buluşmanın fotoğrafından benim okuduğum; bu buluşma 2023 seçiminden ziyade, seçimden sonraki sürecin yol haritası için bir kazanım olarak göründü bana.
Bizim memlekette muhalefet, özellikle Doğu Anadolu gibi, bazı partilerin sadece tabeladan olduğu bölgelerde pek de acele eder bir tavır takınmıyor zaten.
Sonuç olarak;
Hem perşembenin gelişi çarşambadan bellidir hem de belirleyici olan iktidarın değil, muhalefetin sergileyeceği performanstır.
Dolayısıyla benim de yüzde 37 söyleminden okuduğum bunlardır.
Peki, 2023’ten sonra… Dananın kuyruğu asıl orada kopacak işte.
Çünkü yeni seçmen kitlesinin sayısı o seçimde artık çok belirleyici olacak ve kimse kusura bakmasın ama mevcuttaki hiçbir söylem bu seçmen kitlesine, bu haliyle –bazılarında bazı yakınlıkları görülse bile merkezî şehirlerin dışında pek esamesi okunmuyor- asla ve kat’a hitap etmiyor.