Reklam
Bugun...
LGS, Z kuşağı, Alfa kuşağı


SELMA KARA Bülten..
haber@bultentv.com
 
 

Benim de ‘Z kuşağı’na ateş püskürdüğüm bir dönem oldu.

Bir dönemlik ücretli öğretim görevliliği maceramda, bu kuşaktan üniversite öğrencilerini yakından tanıyınca bir süre daha ateş püskürmeye ama sonra onları anlamaya çalıştım.

Geçenlerde LGS sınavından sonra da, bu kez ‘Z kuşağı’nın son temsilcilerini dinledim.

Erken ‘Z kuşağı’ ile LGS’den çıkan geç ‘Z kuşağı’ arasında müthiş farklar yok ama erken ‘Z kuşağı’nın (halihazırdaki üniversite öğrencileri ya da yeni mezunlar) daha umutsuz olduğunu söyleyebilirim.

Geç ‘Z kuşağı’nda da var bu denli umutsuzluk ama onların öfkeleri umutsuzluklarından büyük ve hepsi “gidici”.

“Gidici” derken, bunu ahlâki normlar bakımından değerlendirmedim; bizzat ülkeden gitmek istiyorlar ve gözleri hiçbir şeyi görmüyor.

Erken ‘Z kuşağı’nın da böyle bir özlemi var ama onlar geç ‘Z kuşağı’ kadar stratejik hareket etmiyor.

Geç ‘Z kuşağı’ LGS sonrası gideceği okulu bile buna göre hesaplıyor.

Geride kalan aile, vatan gibi tanımların da onlar için önemi kalmamış. Çünkü ülkeyi yaşanacak bir yer gibi görmüyorlar. Ekonomi birinci öncelikleri ama özgürlüklerinden de endişeliler.

“Umurumda bile değil” cümlesini çok sık kullanıyorlar; umurlarında olmayan şey de, geri kalanlar.

İlk bakışta çok acımasız görünebilir onların umurumda değil tabirleri ama haklılık payları yüksek.

‘Z kuşağı’ndan önceki nesil olarak bizler, “katlanma” duygusu ile yetiştirildiğimiz için bağlayanımız daha fazla. Bazı olaylara yaklaşımımız ise onlardan kat be kat daha duygusal.

‘Z kuşağı’, özellikle geç dönem kuşağı daha pragmatist yaklaşıyor olaya.

İstedikleri iyi şartlarda yaşamak, bunun yolunun da yurt dışı olduğunu düşünüyorlar.

Gündemden aşırı derecede haberdarlar, haberdar oldukları gündem de onlara Türkiye’de iyi şartlarda yaşayamayacakları hissiyatını veriyor.

Erken ‘Z kuşağı’ndakiler harekete geçme konusunda biraz daha bastırılmışlar gözlemlediğim kadarıyla. Bu durumları umutsuzlukları ile birleşince hayata dair herhangi bir şeyde de harekete geçmiyorlar. Bizde uyandırdıkları ‘sorumsuzluk’ hissi de bununla alâkalı.

Geç ‘Z kuşağı’nın, hemen arkalarından gelen ‘Alfa kuşağı’na bakış açısı ise şu; biz fitili ateşleriz ama yine de gideriz, siz de bizim istek ve arzularımıza göre Türkiye’yi şekillendirecek olanlarsınız.

Yani kendilerine düşen kısmı sadece fitili ateşlemek. Ateşleyip gitmek ve kendi hayatlarını yaşamak istiyorlar, ‘Alfa kuşağı’nı da ülkede kalıp gerekeni yapacak kuşak olarak kodlamışlar.

Görev bilinçleri yok değil bu açıdan.

Ez cümle; Z kuşağı gidici ve onları durduracak hiçbir manevî bağlayıcı değer varmış gibi de durmuyor.

Onlar gittikten sonra el elde, baş başta kalmayı mı seçeceğiz; yoksa elimizde kalan ‘Alfa kuşağı’nın da gitmemesi için gerekeni yapacak mıyız, işte onun kararını vermek gerekiyor.



Bu yazı 1110 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR

YouTube ArdahanTV Kanalımızı İzliyor musunuz?


YUKARI